Kayıtlar

Mısır etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Nil - Yaşamın Kaynağı

Resim
Mısır’ın şaşaalı günlerine dair sevdiğim bir fıkra vardı; Temel, Mısır’a gidip Nil nehri üzerinde bir tekne turuna çıkmış, ancak dengesini kaybedip nehre düşmüş. Temel’i gören timsahlar suya girip hızla avlarına doğru yüzmeye başlamışlar. Temel durumundan gayet memnun: “Ula ne kadar gelişmiş bir ülke, cankurtaranları bile Lakost” demiş son sözleri olarak… Mısır bu aralar fıkradaki debdebeden, zenginlikten uzakta. Siyasal/sosyal çekişmeler, orta doğunun sonu gelmeyen makus talihi, Arap baharı sonrası huzursuzluk ve sonucu olan ekonomik sıkıntılar derken timsahlar bile bir deri bir kemik kalmış olmalı. Halbuki timsah, binlerce yıl önce Mısır inanç sisteminin en önemli tanrılarından biriydi: Sobek! Sobek, Kahire’nin yakınlarında yer alan ve Mısır’ın en eski yerleşim merkezi olduğuna inanılan Fayyum şehrinin tanrısı idi. Çöküntü bir coğrafyada yer alan ve birçok kanal ile “Mısır’ın Venediği” ünvanı verilen Fayyum’un ana tapınağında kutsal bir timsah rahiplerce beslenir, mücevherlerle

Ölüler Şehri Kahire

Resim
Bu yazımızın başlığı size biraz iç karartıcı, can sıkıcı gelebilir; ölüler şehri de nereden çıktı şimdi diye düşünebilirsiniz. Hem de bahsettiğimiz şehir Kahire; bundan dört yıl önce bir sosyal medya sitesinin yaptığı araştırmada “dünyanın en 24 saat yaşayan şehri” seçilirken, New York, Londra, Tokyo ve Paris’i açık farkla geride bırakmış. Vallahi abartma yok; Kahire’ye iki kez gittim, ikisinde de merkezi bölgelerde kaldım ve trafik, korna, müzik, kahkaha, kavga ve daha bilumum yaşam belirtisi seslerden uyuyabilmişliğim yok… Peki, bu dünyanın sürekli devinen, kalabalık ve capcanlı şehrinin önündeki “ölüler” sıfatı da ne ola? Tabii bizim düz düşünce sistemimiz canlılık ve ölüm kelimelerini yan yana getirmekte zorlanıyor. Bu iki kavram her kültür ve inanışta birbirinin zıttı olarak görülmüyor. Nitekim, Japon Yapmış serimde de Japon kültürünün ölüme bakışındaki nüansları az çok açıklamış, ölüm ve yaşamın birbirini tamamlayan, iç içe kavramlar olduğu falan gibi söylemlerle dimağları

Mısır Piramitlerinin Büyük Esrarı

Resim
Yazımıza en merak edilen sorunun cevabı ile başlayalım; piramitlerin esrarı falan yok kardeşim! Adam düşünmüş, çalışmış, sebat etmiş, emek vermiş, yapmış! Nazar etme ne olur, çalış senin de olur. 150 metre yüksekliğindeki Keops piramidinin dibinde, ağzın açık dikilip de "ulaaan, 2,5 tonluk taşı nasıl çıkarmışlar oraya" geyiği dünyada birkaç milyar kez yapıldı; dön memleketine, taş üzerine sen de bir taş koy… Konuya biraz sert girdiğimin farkındayım, ama çocukluğumun ve pre-gençliğimin en gizemli konularından biri olmuştu Mısır piramitleri… Erich Von Daniken namlı şaklabanın yazdığı "Tanrıların Arabaları" kitabı çok popülerdi; arkadaşlarla birlikte kitabı hatmetmiş, baktığımız her yerde uzaylılardan bir iz görmeye, piramitlerin inşasında çalışmış yeşil derili ameleleri hayal etmeye çalışıyorduk. Popüler kültürün her alanında piramitlerin inşasına dair komplo teorileri ve fantazilerden keyif aldık. Roland Emmerich'in kült filmi Stargate'e göre, piramit ded