Kayıtlar

Sürdürülebilir Yaşam etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Sanal Madencilik Gerçek Madenciliğe Karşı

Resim
Efendim, çoluk çocuğumuzun müptelası olduğu mucizevi oyun Minecraft’ı (madencilik zanaatı) geliştiren İsveçli Markus Persson’un şirketi Mojang, birkaç ay önce Microsoft’a 2,5 milyar (tekrarlıyorum, iki buçuk fucking MİLYAR) dolara satılmış. Bu paranın neye tekabül ettiğini göstermek için karşılaştırmalı bir örnek vermem gerekirse, Türkiye’nin geçtiğimiz yıl doğal taş ihracatından elde ettiği gelir 2,1 milyar Dolar; yani bir Mojang etmiyor. Türkiye’ye madencilik sektöründe yatırım yapmak için gelen uluslararası doğrudan yatırımların son beş yıldaki toplamı ise 1,2 milyar doların altında; beş yılda yarım Mojang sermaye çekebilmişiz. Tabii madencilik ve doğal taş yatırımları için kesilen ormanların, siyanür kullanımının, iş kazalarının, yitirilen canların parasal karşılığını tartışmıyoruz bile. Yani, sanal ve gerçek madenciliğin, eski ve yeni sektörlerin durumu böyleyken böyle... Tabii ki şunu demek istemiyorum; “yeni” sektörleri destekleyelim, eskileri boşverelim…  Yeni ekonominin

Özelsiniz, Farklısınız, Bi Tanesiniz

Resim
Son zamanlarda giderek sinirimi bozan bir zihniyetten söz etmek istiyorum, artık burama (işaret parmağı gırtlağı keser) geldiği için meramımı anlatırken "kaka" kelimeler kullanabilirim, kusura bakmayın. Aklıselim vatandaşlar olarak bütün insanların eşit olduğu fikrini yaymaya, çoluk çocuğumuza benimsetmeye çalışırken, kapitalist sistemin lüks tüketimi dayatan yeni bir icadı her yanı sarmaya başladı: Siz Özelsiniz, Siz Farklısınız, Siz Ayrıcalıklısınız, Siz Bir Tanesiniz, Sizin Eşiniz Benzeriniz yok, Siz Hiç Götüboklu Diğerleriyle Bir Olur musunuz? Gerçekten de bu kapitalizm ilahi bir sistem. Önce kitlesel tüketimi pompalayıp dünyayı ürün ve hizmet çöplüğüne çevirdikten sonra, şimdi gözünü sistemin bozduğu gelir dağılımı sonucu ortaya çıkan süper zengin, süper egolu ve süper şımarık kesime çevirdi. Eh, herkese sattığı genel geçer ürünleri, alelade hizmetleri onlara sunarak paralarını tokatlayamazsın ya? Yazılı/boyalı basını uzun zamandır takip etmediğim için, gidişatın ne kada

Lütfen Daha Azını ve Daha Pahalısını İsteyelim - 2

Resim
Made & Dead In Bangladesh Bangladeş’te geçtiğimiz haftalarda 8 katlı bir tekstil atölyesinin çökmesi sonucu yaklaşık 1200 kişi hayatını kaybetti, 2500 kişi yaralandı. Bu işçiler, bizim daha fazla ve daha ucuza tüketebilmemiz için insanlık dışı koşullarda çalışıyorlardı, insanlık dışı şartlarda öldüler. Bina, ofis olarak yapılmıştı ve tekstil makinalarının ağırlığına, titreşimine dayanacak güçte değildi. Olayların ardından Bangladeş karıştı, işçiler hükümet ve polis aleyhinde gösteriler düzenledi. 1 Mayıs günü hükümet aleyhtarı büyük protestolar yaşandı (yine de Bengal eylemciler ülkemizdeki kadar sert bir tepki görmediler, o da işin bir başka boyutu). Bangladeş’ten ölü fiyatına tekstil ürünleri ithal eden gelişmiş ülkeler olayı kınadılar; papa bile taziye mesajı yayınladı ve ayda 38 Euro maaşla çalışan işçilerin olduğunu, insanlık onurunu hiçe sayan bu sisteme inanamadığını falan açıkladı. Daha geçen kasım ayında Bangladeş’te bir tekstil fabrikasında meydana gelen yangında 112 kişi

En Kıdemli Dünya Vatandaşı: Stromatolit

Resim
Hafta sonu seyrettiğim bir belgeselden sonra en çok saygı duyduğum canlıyı (veya yaşam formunu) stromatolit olarak revize ettim. Şimdiye kadar çoğumuzun adını bile duymadığı stromatolit, dünya üzerindeki varlığımızı, medeniyetimizi ve konforumuzu borçlu olduğumuz canlıymış meğerse... Canlıymış derken, stromatolit bir “canlı”nın adı değil En kestirmesinden, mavi/yeşil alglerin yaşadığı bir toplu konut olarak düşünebiliriz. Siyanobakteri (cyan = mavi/yeşil) olarak bilinen tek hücreli algler, deniz suyuyla gelen kalsiyum karbonat ile birlikte tortulaşarak kayamsı yapılar oluşturmuş. Bu tortu oluşumlarına stromatolit adı verilmiş ve tek hücreli bu yaşam formunun marifetleri zamanla keşfedildikçe hayranlık uyandırmış. Yaklaşık 3,5 milyar yıl önce inşa edilmiş ilk "toplu konut"lar... Efendim, siyano bakterinin en büyük özelliği oksijensiz fotosentez yapabilmesi. Bildiğiniz gibi, dünya ilk oluştuğunda (4,5 milyar yıl önce) atmosferde oksijenin esamesi okunmuyormuş. Sürekli patlayan