Kayıtlar

mitoloji etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Umut Fakirin Ekmeği

Resim
“Amerika’da, bir zenginin zevk-u sefa içinde yaşadığına bakıp da kıskançlık ve beklenti duymayacak kadar fakir kimseye rastlamadım” – Fransız düşünür Alexis de Tocqueville, “Amerikalılar refah içinde yaşarken neden bu kadar huzursuz” isimli çalışması, 19. Yüzyıl…  Yunan mitolojisinin en renkli hikayelerinden biri Pandora’nın kutusudur. Kökü taaa bizi bizden çok seven tanrı Prometheus’un, insanlığa gıcık Zeus’tan ateşi (bilgiyi, teknolojiyi, ve hatta cennetteki yasak elmayı) çalıp insanoğluna hediye etmesine kadar uzanır. Ardından dişi insanın yaratılışı, dünyaya gönderilişi (havva hikayesi) derken yanında getirdiği çeyiz sandığına varır iş. Tabii bu çok çekici ve “aç beni” diye yalvaran çeyiz sandığına, Zeus’un var olan bütün kötülükleri doldurduğunu bilmeyiz; zampara tanrımız, insanlığa kafayı takmış, ille de mutsuz edecek. Kutuya bütün kötülükleri doldurmuş ve Prometheus’un kardeşi kutuyu açınca da, var olan tüm kötülükler saçılarak dünyayı doldurmuş. Kutunun içinde tek bir kötülük k

Nil - Yaşamın Kaynağı

Resim
Mısır’ın şaşaalı günlerine dair sevdiğim bir fıkra vardı; Temel, Mısır’a gidip Nil nehri üzerinde bir tekne turuna çıkmış, ancak dengesini kaybedip nehre düşmüş. Temel’i gören timsahlar suya girip hızla avlarına doğru yüzmeye başlamışlar. Temel durumundan gayet memnun: “Ula ne kadar gelişmiş bir ülke, cankurtaranları bile Lakost” demiş son sözleri olarak… Mısır bu aralar fıkradaki debdebeden, zenginlikten uzakta. Siyasal/sosyal çekişmeler, orta doğunun sonu gelmeyen makus talihi, Arap baharı sonrası huzursuzluk ve sonucu olan ekonomik sıkıntılar derken timsahlar bile bir deri bir kemik kalmış olmalı. Halbuki timsah, binlerce yıl önce Mısır inanç sisteminin en önemli tanrılarından biriydi: Sobek! Sobek, Kahire’nin yakınlarında yer alan ve Mısır’ın en eski yerleşim merkezi olduğuna inanılan Fayyum şehrinin tanrısı idi. Çöküntü bir coğrafyada yer alan ve birçok kanal ile “Mısır’ın Venediği” ünvanı verilen Fayyum’un ana tapınağında kutsal bir timsah rahiplerce beslenir, mücevherlerle

Ölüler Şehri Kahire

Resim
Bu yazımızın başlığı size biraz iç karartıcı, can sıkıcı gelebilir; ölüler şehri de nereden çıktı şimdi diye düşünebilirsiniz. Hem de bahsettiğimiz şehir Kahire; bundan dört yıl önce bir sosyal medya sitesinin yaptığı araştırmada “dünyanın en 24 saat yaşayan şehri” seçilirken, New York, Londra, Tokyo ve Paris’i açık farkla geride bırakmış. Vallahi abartma yok; Kahire’ye iki kez gittim, ikisinde de merkezi bölgelerde kaldım ve trafik, korna, müzik, kahkaha, kavga ve daha bilumum yaşam belirtisi seslerden uyuyabilmişliğim yok… Peki, bu dünyanın sürekli devinen, kalabalık ve capcanlı şehrinin önündeki “ölüler” sıfatı da ne ola? Tabii bizim düz düşünce sistemimiz canlılık ve ölüm kelimelerini yan yana getirmekte zorlanıyor. Bu iki kavram her kültür ve inanışta birbirinin zıttı olarak görülmüyor. Nitekim, Japon Yapmış serimde de Japon kültürünün ölüme bakışındaki nüansları az çok açıklamış, ölüm ve yaşamın birbirini tamamlayan, iç içe kavramlar olduğu falan gibi söylemlerle dimağları