Kayıtlar

Aralık, 2015 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Kahire Tahrir Meydanı

Resim
Bu yazımıza gelinceye kadar Kahire’nin eski şehir merkezinde, orta çağın daracık sokaklarında dolaştık. Tabii şehir geliştikçe, modern ve batılı kentleşme tarzı gündeme geldikçe geniş caddeler, büyük meydanlar ve ferah mekanlar ihtiyacı doğuyor. Kahire’nin bu ihtiyacını gidermek için Kavalalı’nın torunu, Mısır Hidivi İsmail Paşa yeni bir kent planı hazırlamış ve “Nil’deki Paris”i yaratma hevesiyle kolları sıvamış… Hidiv İsmail, “ben kendimi artık Afrikalı veya Asyalı değil, bir Avrupalı gibi hissediyorum” diyerek niyetini belli etmiş… Mısır Müzesi bahçesinin hemen arkasında yer alan Hüsnü Mübarek'in parti binasının dumanı halen tütüyor... Nitekim, Nil’in kıyısına yakın, Paris’in Şarl De Gol meydanı tarzında, büyük bulvarların gelip bağlandığı devasa bir meydan yapmaya karar vermişler. Geniş caddeler, dairesel bir meydan alanı, büyük hükümet binalarının yanında, Mısır’ın Napolyon işgaline karşı savaşan milli kahramanlarından Ömer Makram’ın bir heykeli meydanda yer alıyor… Sen

Mısırın Kıpti Nüfusu

Resim
Nasıl ki gavurların Türkiye'ye "hindi" demesine bozuluyorsak, biz de koskoca bir ülkeyi tanesiyle, koçanıyla bir bitki ismiyle anıyoruz. Mısır, aslında "Mısr" kelimesinin dilimizde dönmemesi sonucu ortaya çıkmış. "Mısr" ise, bölge halkının kendi ülkelerinin isimlerini latin alfabesiyle yazmasından türemiş (Cumhuriyyet Mısr El-Arabiyye). Peki, o zaman yazarken sessiz harflerin yerini bir türlü tutturamadığımız Egypt nereden çıkmış? Kelimenin kökeni, Yunanca'daki Aigaiou huptiōs (Aἰγαίου ὑπτίως) deyişine kadar gidiyor; anlamı da "Ege'nin Aşağısı". Eh, yalan yok, kartografik algımıza göre Ege'den yokuş aşağı indin mi İskenderiye fenerine varıyorsun… Zaten tarih boyunca bir deniz aşımlık mesafedeki Mısır ve Yunan medeniyetleri arasında çok ciddi dini, felsefi, bilimsel etkileşimler olmuş ki, başlı başına bir yazı konusu… İşte Aigaiou huptiōs deyişi, Mısr halkı tarafından yavaş yavaş "gyptios"a dönüşmüş, sonra da günümüze

Kahire Selahattin Kalesi

Resim
Bu Gala Daşlı Gala Efendim, bir önceki bölümümüzde Şii Fatımilerce kurulan El Ezher camii ve medresesinin Selahattin Eyyubi’nin Kahire’yi fethi ardından, sünni islamın en önemli dini eğitim ve fetva kurumu haline getirilişini incelemiştik. Selahattin Eyyubi, devlet adamlığından önce, başarılı bir asker. Kahire’yi fethettikten sonra, El Ezher’e gelene kadar kafasında daha önemli bir konu var; Nil deltasında, kabak gibi dümdüz Kahire’yi fethetmek pek de zor görünmüyor. Şehrin her şeyden önce sağlam bir kaleye ihtiyacı var, zaten Haçlı Orduları tehlikesi de geçmiş değil, geri dörtlüyü takviye etmek lazım… Böylece Selahattin, şehrin zaten kale olabilecek yegane tepesinde (Mukattam) sağlam bir inşaata girişiyor ve 6 yıl içinde, 20. Yüzyıla kadar Kahire’nin yönetim merkezi olacak, girişteki tanıtım levhasına bakarsanız “İslam Aleminin en büyük kale”sini yaptırıyor.  Kale, Memlukler döneminde de kullanılmaya devam ediyor, ardından gelen Osmanlılar zamanında da… Yüzyıllar boyunca kaleye he

El Ezher Camii, Minareleri ve Fetvaları

Resim
Hatırlarsınız, bir önceki bölümümüz gayet heyecanlı bir yerde bitmişti; Kahire sokaklarında camilerarası uzun bir yürüyüşün ardından El Ezher Üniversitesi ve Camiinin kapılarına dayanmış, islam aleminin bu ünlü ve tartışmalı eğitim kurumu ile mabedine ayrı bir başlık açalım demiştik. Efendim, tekrar bin yüz yıl kadar gerilere gidelim ve Kahire’nin Kuzey Afrika kökenli bir Şii devleti olan Fatımiler tarafından fethedilişini hatırlayalım… Zaten “Fatımi” kelimesi, Hz. Muhammed’in kızının isminden geliyor. Fatımiler, Kahire’yi merkezleri olarak belirleyince, önce büyük bir cami, ardından da cami etrafında güçlü bir eğitim merkezi kurmaya karar vermişler. El Ezher Camii ve birbirine benzemez minareleri... Bizzat dönemin halifesi (Şii halife yani, Bağdat’takini kastetmiyoruz) tarafından planları çizilen cami 972 yılında tamamlanmış; caminin etrafına da bir “üniversite” (ki, o yıllarda adı üniversite değildi tabii) kurularak 975 yılında eğitim öğretime açılmış. Cami ve üniversiteye anla