Kayıtlar

Türkiye etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

İznik Surlarında Kahpe Bizans

Resim
Cümle alem kabul etmiştir ki, dünya tarihinin seyrini değiştiren en önemli kavşaklardan biri, Roma İmparatoru Konstantin’in Hristiyanlık üzerindeki baskıyı kaldırarak bu inancı bir nevi imparatorluk dini olarak tanıması ve önünü açmasıdır. O döneme gelinceye dek Roma İmparatorluğunda çok zengin bir dini yelpaze vardı, ama kimi pagan inançlar, ezoterik, gnostik ve saire tarikatlar ipin ucunu kaçırmıştı. Derler ki, Konstantin tebaası için şöyle kurumsal, oturaklı, derli toplu ve mümkünse tek tanrılı bir din seçmek istedi; gönlü Hristiyanlık ile tek tanrılı güneş tapımı (sol invictus) arasında gidip geliyordu ve güneş alerjisinin çıkması üzerine burun farkıyla Hristiyanlık kazandı! Bu sefer de “gerçek Hristiyanlık nedir” sorusu ortaya çıktı ve günümüzde dilimizden düşmeyen “gerçek islam bu deel” muhabbeti tüm eski dünyayı sardı! Uzun ve detaylı bir tartışmaya şimdilik girmeyeceğim, ama ortaokul din bilgisi derslerinden de hatırlarsınız, İsa’nın ölümünden sonra yazılmış yüzlerce incil orta

Güneye Giderken

Resim
...Sarıldım Akçora Gömleğine... Geçenlerde Bulutsuzluk Özlemi’nin “20 Yaşında” konserini dinlerken, Mor ve Ötesi ile birlikte söyledikleri “Güneye Giderken” şarkısı kulağıma bir takıldı; takılış o takılış… Şarkıyı “sürekli çal” moduna, güneşi de soluma alarak birkaç yüz kere dinledim. Nejat’ı mı özlemişim, şarkıyı mı, güneşi mi, güneyi mi bilemiyorum. (e - hepsi) Güneye Giderken, söz ve beste olarak bir müzikal başyapıt sayılmaz. Türkiye’nin John Lennon’u Nejat Yavaşoğulları da operatik bir vokal sunmaz bize. Sesi daha çok, otobüste gece yolculuğu yapmış, sabahında uyku mahmurluğuyla mırıldanan birine benzer. Ama işte şarkıyı efsaneleştiren ve kuşağımızın marşlarından biri haline getiren de bu samimiyet ve gerçekliktir: sararmış tütün tarlası ilerde beyaz yaşmaklı al basmadan giysiyle kadınlar çalışıyorlar yüce dağlar ilerde mor en yükseği en önce göründü yolda güneş yükseliyorduuuuu güneye giderken Sanırım şarkı, izinlerin önce iptal edildiği, sonra açıldığı, Ankara’ya hapsolduğumuz b

Çatalhöyük Büyükşehir Belediyesi

Resim
Tarihin İlk TOKİ Konutları Çatalhöyük yazan tabelayı Konya-Karaman yolunda, Çumra’ya geldiğinizde görürsünüz. Ana yoldan ne kadar içeri gireceğinizi kestiremediğiniz için tereddüt eder yolunuza devam edersiniz. Ne de olsa aceleniz vardır. Zaten hep acelemiz vardır. Ama 2-3 saatinizi ayırıp henüz kimsenin acelesi olmadığı bir devirde kurulan bu yerleşim merkezini görmenizi tavsiye ederim... Çumra’nın şehir merkezine girdiğinizde, seyrüsefer halindeki at arabalarının tıkırtısı, nalların çınlaması küçük bir zaman yolculuğu yaptığınızı düşündürecektir size. Yola devam edip Çatalhöyüğe vardığınızda asıl zaman yolculuğunu göreceksiniz. Dile kolay, yaklaşık 9000 yıl önce, neolitik dönemde insanların yaşadığı bir yerleşim alanına varacaksınız. Çatalhöyük, köy niteliğindeki küçük yerleşim birimlerinden, kent özelliği taşıyan büyük yerleşim birimlerine geçişin ilk örneklerinden kabul ediliyor; bu yüzden 2012 yılında UNESCO’nun Dünya Kültür Mirası listesine dahil edilmiş. Çumra-Çatalhöyük a