Bolu Akkaya Travertenleri

Yeşillikler İçinde Pamuk Kale

Mudurnu-Tavuk yazımızı okuyanlardan hatırlayanlar varsa, maceramız Mudurnu-Bolu yolu üzerindeki Güney Felakettin köyünde sonlanmıştı... Bu güzide isimli köyümüzü geçip Bolu’ya doğru yolumuza devam edersek, sağımızda belirecek bir doğal oluşum aklımızı başımızdan alabilir.



Yeşillikler arasından ilerlerken, bir anda gözünüze çarpacak bir beyazlık frene asılmanıza sebep olacaktır. Asılın frene ve yemyeşil ağaçların arasında kalakalmış travertenleri seyreyleyin. Bir anda hızınızı alamayıp Pamukkale’ye indiğinizi düşünebilirsiniz.



Ama hayır; Güney Felakettin’in ardından, Kuzey Mucizettin’e vardığınızı söyleyebilirim. Ülkemizin bu derece kuzeyinde bulunan tek traverten oluşumuna hayran hayran bakmaktasınız şu anda.



Bulunduğumuz mevkinin adı Bolu Akkaya, ve ne yazık ki Deniz Akkaya’nın onda biri kadar tanınmıyor. O yüzden manzarayla karşılaşınca “nereden çıktı bu çakma Pamukkale” diye düşünenler çoğunlukta. Nitekim, benim arkamdan gelip de zankkadanak duran diğer araçtaki vatandaşlarımız da benzer tepkiler veriyorlardı.



Arabaya binip az daha ilerleyince, dağlara doğru kıvrılan bir köy yolunun traverten bölgesinin arkasından geçtiğini keşfettim. Birkaç kilometre sonra, travertenlerin tepesinde, bol mineralli suların çıktığı alanda inşa edilmiş devasa havuzun olduğu yere vardım.



Havuz ve civarı, Bolu ahalisinin gözde piknik mekanlarındanmış anlaşılan... Ben vardığımda akşam saatleri yaklaştığı için dolma tencereleri ve kısır tabaklarını toparlayan ailelerin arasından geçip travertenlere doğru seğirttim. Olay yerine ulaştığımda batan güneşin kızılımtraklığı travertenleri boyuyordu...



Bölgede fışkıran su, yaklaşık 20 derece sıcaklıkta, karbonik asit bakımından zengin bir su imiş. Pamukkale’de olduğu gibi, taraçalı bir yüzeyden akan suyun içindeki karbon gazının uçması sonucu kireç açığa çıkarak dalga dalga traverten örtüler oluşturuyormuş.



Peki, her zamanki gibi “Su akıyor, Türk bakıyor mu” diye soracaksınız... Türk’ü bilmiyorum, ama Fransız akan suya kayıtsız kalmamış, bölgeye modern bir tesis kurmuş, çıkan maden suyunu “Akmina” markasıyla içiyoruz... Reklamları izlediniz!

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sinema Dünyasında Tanrı'yı Arayan Filmler

Şikago Sokaklarında Cazın, Mafyanın ve Pizzanın Peşinde

Şikago'da "Dönen Dolaplar"