Sıradaki Şarkı - I Drove All Night

Şöförün Şarkısı - I Drove All Night

Velev ki gece yolculuğu yapmanız, bütün gece göz kırpmadan araba kullanmanız gerekiyor. Tabii ki bu çabanızı size gaz verecek, uykunuzu getirmeyecek bir şarkıyla desteklemeniz gerek. O zaman size tavsiyem, Cyndi Lauper’dan “I drove all night”ı kopyalayın, arabanızın setini “sürekli çal” konumuna getirin ve vitesi dörtleyin.

Veya şöyle bir çeşitleme yapabiliriz; teknolojinin tüm imkanları elinizin altında, şarkının Cyndi Lauper, Roy Orbison ve Celine Dion yorumlarını peş peşe kopyalayın, sırayla çalsın dursun... Tüm gece araba kullanmakla daha ilgili bir şarkı bulamazsınız zaten.

Peki, niye en başta Cyndi Lauper yorumunu önerdim? Aslında, bu güzide parçamız üstad Roy Orbison için yazılmış. Roy Orbison 1987 yılında şarkıyı kaydetmiş, ama piyasaya sürmemiş. Zaten Roy abimiz 1988 yılında vefat etmiş. Şarkıyı da Cyndi Lauper 1989 yılında, “A Time to Remember” albümünde kullanmış ve albümün en hit parçası olmuş.




Şarkı, Roy Orbison’un ölümünden sonra, 1992 yılında onun yorumuyla da piyasaya çıkmış. Parçayı üstadın o davudi, pürüzsüz, karizmatik sesinden dinlemek çok büyük bir zevk. Elvis Presley’den Bono’ya kadar birçok muhterem tarafından “Rock’n Roll’un en yüce sesi” diye tanımlanan Roy Orbison, sanırım 1900’lü yılların değeri en az anlaşılan gitarist-şarkıcılarından. Hani Julia Robert’in “Pretty Woman” filmi olmasa, şu anda kendisini tanıyanların yarısı da hiç haberdar olmayacaktı...

Peki, Roy Orbison gibi bir baba dururken ben size niye Cyndi Lauper yorumunu önerdim? Sanırım Cyndi dediğimde çoğunuzun aklına “Girls Just Wanna Have Fun” veya “She Bop” şarkılarındaki cırlak ses tonu geliyor. Sesiyle olduğu kadar fiziğiyle de pek beğeni toplamayan Cyndi de nereden çıktı demeyin; kariyerinin daha bir olgunluk dönemine, sesinin oturduğu yıllara denk gelen “I drove all night” şarkısında Cyndi harikalar yaratmış...



Seksenli yılları yaşayan kim unutabilir, papağanlarla rekabet eden saçlarıyla Cyndi ablamızı??

Özellikle seksenler pop sound’unu seviyorsanız, şarkının düzenlemesini çok başarılı bulacaksınız. Dozunda bir ritm ve tempoyla çok iyi bir melodiyi mükemmelen harmanlamış. Cyndi ablamız, şarkıyı çok beğendiği, “direksiyona kendisi geçen, kontrolü elinde tutan özgür ve güçlü kadın” modelini benimsediği için şarkıya ruhunu vermiş:

I had to escape
The city was sticky and cruel
Maybe I should have called you first
But I was dying to get to you
I was dreaming while I drove
The long straight road ahead

Yani diyor ki, canım seni görmek istediyse, arabaya atlar gelirim, önceden telefon edip fikrini sormam bile... Zaten yol boyunca hayalini kurmuşum, arabanın farları karanlığı delerken seni düşünmüşüm der ve ekler:

Could taste your sweet kisses
Your arms open wide
This fever for you is just burning me up inside

İşte şarkının tam burası, vokalin giderek yükselerek zirveye vurduğu, insanın kanını kaynattığı bölümü... Okumakla olmaz, en iyisi siz şarkıyı bir dinlemeye başlayın:

http://www.dailymotion.com/video/x8ien_cindy-lauper-i-drove-all-night_music#


Cyndi ablamız “... börning mii ap insaaaa-aaa-aaaayyyttttt” diye oktavlar arası çığırırken direksiyonun başında olan siz dinleyicilere vites büyütme dürtüsünü aşılar ve yola devam eder:

I drove all night to get to you
Is that alright
I drove all night
Crept in your room
Woke you from your sleep
To make love to you

Siz yine de şarkının hikayesinden fazla etkilenmeyin; yok efendim odasına tırmanmış, uykudan uyandırıp koynuna girmiş falan filan... Ne de olsa yoldasınız, gece araba kullanıyorsunuz, kemeriniz bağlı, hem burası Türkiye, kendinize hakim olun!



Küçüklüğümde en büyük korkum, İstanbul'daki dolmuşlardan birinin "ağzını açıp" beni yeme ihtimaliydi...

Şarkının klibine de dikkatinizi çekmek isterim efendim... Başrolde, insanın aklını alan korkunçluktaki radyatör ızgarası ile klasik Amerikan arabalarından biri yolları arşınlıyor. Sindi ablamız da, özgür ve güçlü olduğu kadar, şuh ve dişi imajıyla yollara düşüyor. Önce kırmızı askılı, ardından puantiyeli elbisesi içinde (h)isterik ve spastik dansıyla seksenli yıllardan tatlı bir esinti yaşatıyor.

Hey gidi günler hey... Sexenlerde pop dinlemeye başladığımızda piyasada iki hatun vardı; biri Cyndi, biri de Madonna. Sahnede hoplayıp zıplayan iki çılgın abla; sonrasını biliyorsunuz, biri aldı yürüdü, diğeri de kendi çizgisinde müzik yapmaya devam etti. Belki o yıllarda Cyndi’nin Madonna’dan daha iyi olduğunu düşünen çok kişi vardı, ama müzik bir endüstri ve bir çok bileşeni var... İbre Madonna’dan yana döndü ve turuncu saçlı Sindi kızımız zamanla Madonna’nın gölgesinde kaldı...



Halbuki, dünya alem popçu bir araya gelip “we are the world” şarkısını icra ederken en fazla göze batan, şarkıya kendisini vermesi, hatta kendinden geçmesiyle dikkat çeken Cyndi Lauper idi. Zaten ardından gelen “True Colors” ve “A Night to Remember” albümleri gayet iyiydi, ama Sindi deyince akıllarda “girls just wanna have fun” kaldı.

Lauper ilerleyen yıllarda daha deneysel albümler yaptı dersem ukalalık etmiş olabilirim. ABD’de şöhreti düşüşe geçen Lauper yüzünü Asya’ya döndü, Sisters of Avalon albümünde Japon müzisyenlerle çalıştı. Şimdi, Japon deyince ille de bir anekdot sokmam lazım araya; Japon müzisyen arkadaşlarımdan biri, Japonya’nın en orijinal rock gruplarından Shang Shang Typhoon’un üyeleriyle müzik yapıyordu ve kaydettikleri şarkılardan bana da bir kopya getirirdi. Shang Shang Typhoon’cuların 1990’ların ikinci yarısında Cyndi Lauper ile çok keyifli çalışmalar yaptığını söylerdi hep...

Neyse efendim, gece gece araba kullanıyorsunuz, fazla laf salatasına girip uykunuzu getirmeyeyim. Şarkımıza geri dönecek olursak, Sindi kızımız der ki;

When the night is cold and dark
No one can move me
The way that you do
Nothing erases the feeling between me and you

Ve yine “you-uuu-uuuu” derken bir kez daha vokalin zirvesine çıkılır, inilir... Siz de büyük ihtimalle duble yollarımızın rampalarından bir çıkıp bir inmektesinizdir. Şarkının melodisi içinizi ısıtır, o da ısıtmazsa gün ağarmaya yakın bir kamyoncu lokantasında durulup mercimek çorba içilir. Az sonra, Bulutsuzluk Özleminin dediği gibi, soldan güneş yükselir güneye giderken...

Ortalık aydınlanır, Sindi ablamız da hedefine varmıştır. Aslında yolculuk severlerin dediği gibi, önemli olan bir yere varmak değil, yolda olmaktır. Nitekim Sindi de antika otomobilinden inmiştir, yolun ortasına kurulmuş karyoladaki yavuklusunun yanına kıvrılmıştır ve klibimiz mutlu sonla, “I drove all night, to hold you tight” dizesiyle biter. Umarım sizin yolculuğunuz da benzer şekilde sonlanır, ama ben yine de yatağınızı yolun ortasından çekmenizi tavsiye ederim...



Dediğim gibi, şarkıyı bir Cyndi Lauper’dan, bir Roy Orbison’dan sırayla dinleye dinleye bütün gece araba kullanabilirsiniz. Vaktiniz varsa Roy Orbison yorumunu da dinleyin, o da gayet güzel bir kliptir, başrolde Jennifer Connelly’yi görmek Cyndi Lauper’a tercih edilebilir. Roy abimiz şarkıyı Sindi’den daha hızlı bir tempoda icra ettiği için gaza gelme ve hız sınırını aşma tehlikesi mevcuttur:

http://www.dailymotion.com/video/x9msp9_roy-orbison-i-drove-all-night_music?search_algo=1

Ha, yazının başında bir de Celine Dion yorumundan bahsetmiştim. 2003 yılında Chrysler, Celine Dion ile bir reklam kampanyası düzenlemiş. Kampanyanın şarkısı olarak da "I drove all night" seçilmiş, Celine Dion şarkıyı yorumlamış, bütün şov ve konserlerinde de söylemiş. Chrysler reklamı Celine'e yaramış ve albüm satışları patlamış, ancak Chrysler'e pek yaramamış ve satışlar sürünmeye devam etmiş... Celine Dion’a hasseten bayılmam, ama şarkı o kadar güzeldir ki, Dion yorumu bile keyifle dinlenebilir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sinema Dünyasında Tanrı'yı Arayan Filmler

Şikago Sokaklarında Cazın, Mafyanın ve Pizzanın Peşinde

Şikago'da "Dönen Dolaplar"