Japon Yapmış Türk Gezmiş TÜYAP Sergilemiş...

Keyifli bir kitap fuarının ardından TÜYAP Beylikdüzü ile ilgili genel geçer geyiğe sardıracağım, ama ne yapalım... Uzaksın ve ulaşılmazsın be TÜYAP! Bu sadece benim görüşüm değil, Zaytung bile bu konuyu diline doladıysa haklılık payı vardır. Geçenlerde Zaytung'un hazırladığı İstanbul dergi kapağının ana konusu "Adapazarı Kitap Fuarı: İnanın İstanbul'a daha yakın" şeklindeydi.
Ama olaya bir de olumlu tarafından bakalım; her şeye rağmen fuara öyle bir kalabalık akın etmiş ki, mesafelerin ve akmayan trafiğin kitap aşkını söndüremediğini görüyorsunuz. Aslında TÜYAP yerel bir kimlik kazanmış ve bir anlamda "Trakya Kitap Fuarı"na dönüşmüş; katılımcılara nereden geldiğini sorduğumda Çatalca, Tekirdağ, Lüleburgaz benzeri üj bej cevap almadım değil...
Kitap Fuarı başlı başına bir iş kolu olmuş ve TÜYAP civarında yan sektörler gelişmiş!
Bütün bu kalabalığa ve yayın evlerinin stand kiralarının yüksekliğinden şikayetine rağmen, fuara giriş bedeli olarak 7 TL'nin kapıda kesilmesi fuara yakışmamış. Zaten cebinde 27 TL ile fuara gelen, o parayı iki-üç kitaba yetiştirmeye çalışanlar var; onun da yedi lirasını alma kardeşim... Bir taraftan da yayın evlerinin bedava davetiyelerini ele geçiren bir güruh, "indirimli bilet" ayağına müşterilere satmaya çalışıyor; Metrobüs'ten indiğiniz anda "fuar bileti 5 lira... 4 lira... 3 lira" şeklinde değişen tarifelerle davetiyeler ziyaretçilere sunuluyor.
Kalabalığı ve bilet karmaşasını aştıktan sonra fuar alanına giriyor ve Çınar Yayınları standını buluyorum. Fuara son dakikada yetişen "Japon Yapmış Türk Gezmiş", standımızdaki yerini almış, Japonseverleri bekliyor. Kitabımın "insani ölçüler"deki maketi ile birlikte tezgaha yerleşiyor ve okurlarımı bekliyorum. Fuara cuma günü geldiğim için bir "öğrenci günü" klasiği yaşıyor ve genç arkadaşlarıma test kitaplarını nerede bulabileceklerini yüreğim sızlayarak tarif ediyorum.
Hevesli genç okurlar daha fuardan çıkmadan ganimetlerini okumaya girişmiş!
Ama lise gençliği arasında uzakdoğu kültürüne ve kitaplarıma ciddi (tabii, benim ölçeğimde ciddi) bir ilgi olduğunu görmek beni çok sevindirdi! Anime, manga ve diziler başta olmak üzere Japon ve Kore kültürüne aşina bir topluluk var ve günceli çok yakın takip ediyorlar; o yüzden sorularına cevap yetiştirmek benim için gayet zorlayıcı ve terletici oluyor.

Japonya ve özellikle Kore'ye ilgi duyan gençliğin çok büyük oranda kızlardan oluşması daha önce de dikkatimi çeken bir ayrıntı olmuştu. Tabii bunda Kore dizilerinin mahzun ve masum yüzlü yakışıklılarının büyük payı var. Benimle söyleşen kadın okurlarım uzakdoğuluların gerçekten de bu derece çekici olup olmadığını sorgularken, erkek gençlikten böyle bir ilgi görememek yine de aklımı kurcaladı. Hatta kitabımı inceledikten sonra almaya karar veren üç erkek öğrenciden oluşan gruba "Daha önce Japon kültürüne ilgi duymuş muydunuz" diye sorduğumda "Yok abi, biz daha ziyade Rusya'yı merak ediyoruz" cevabını aldım. Erkek okurları cezbetmek adına, üçüncü kitap için aklımdan geçen "Tokyo'nun Sıcağında Geyşa'nın Kucağında" isminden vazgeçtiğime pişman oldum.
Kitap fuarına üçüncü kez katılan bir yazar adayı olarak belli bir ilginin oluştuğunu görmek beni çok sevindirdi... İlk iki kitabımı okuyan okurların, ziyaretlerini benim fuarda bulunduğum günlere denk getirmek istemesi, gelen okurların benimle ilk kez tanışıyor değil, önceki fuarlardan hatırlıyor olmaları olağanüstü bir duygu!

Bu fuarda yeni okuyucu çekmek için ilk kez telekinetik güçlerimi kullanmaya karar verdim! Standda otururken karşıdan gelen bir "kurban" ile göz göze geliyor ve onu standa çekene kadar gözlerimi ayırmıyordum! Bir süre sonra beyin dalgalarım ile kurbanımı telekinetik etkim altına alıyor ve standa yanaşmasını sağlıyordum. Henüz güçlerimi dizginleyemediğim için "ne bakıyorsun kardeşim" benzeri tepkiler alsam da, hatırı sayılır bir kitleyi standa çektim!
Bu sene heyecanımı bastırmak için fuarda "aile desteği" de aldım! 
Kitabım tam fuar öncesi baskıdan çıktığı ve ilk kez fuarda satışa sunulduğu için kitap alanlar ve imzalatanlar arasında okumuş olan yoktu... Ya da hemen hemen yoktu! Ancak, benim teşriflerimden birkaç gün önce başlayan fuarın ilk gününden kitabımı alan ve okuyup bitirdiği kitabı imzalatmaya gelen okurlarımın olması beni çok bahtiyar eyledi! İlk günden kitabı okuyan ve yorumlayan okurlara Orhan Pamuk, Ahmet Ümit, Elif Şafak aşina olabilir, ancak benim için olağanüstü bir duygu:

http://ceratium86.blogspot.com/2013/11/japon-yapms-turk-gezmis.html

http://www.vikitap.com/kitap/Japon-Yapmis-Turk-Gezmis-99319

http://www.torukonippon.com/kultur-sanat-edebiyat/1144-huzurlarinizda-japon-yapmis-turk-gezmis

Neyse efendim, fuar bitti, kitap dağıtıma çıktı, ve tam da bugünlerde kitapçılara, internet satış sitelerine girdi/girmek üzere:

http://www.kitapyurdu.com/kitap/default.asp?id=676075

Radyo reklamlarında eskiden çokça kullanılan bir kalıbı günümüze uyarlayacak olursam; "Bayiinizden ısrarla isteyiniz, hala getirtmemişse atarlanınız, vermezse arıza çıkarınız..."

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sinema Dünyasında Tanrı'yı Arayan Filmler

Şikago Sokaklarında Cazın, Mafyanın ve Pizzanın Peşinde

Şikago'da "Dönen Dolaplar"