Japon Yapmış Medya Macerası 12

“Japon Yapmış” biraderlerin üçüncüsü “Türk Gezmiş” kitabım Japonya'ya ilgi duyan okurlarını gezdirmeye devam ediyor! Tabii ülke uzak, biletler pahalı, havalar da soğuk olduğu için şimdilik konferans salonlarında sıcacık toplantılarla sanal gezilere çıkıyoruz.

Arşivimdeki binlerce Japonya fotoğrafımdan derlediğim bir sunum eşliğinde Japonya’yı tarihi, toplumu, kültürü, sanatları, mutfağı, gelenekleri, yaşam tarzı ve görülecek yerleri ile tanıtmaya çalıştığım konferanslarım bu günlerde sıklaştı. Doğrusu bu derlemeleri yapmak benim için çok zor oldu; yaklaşık 7000 fotoğraf arasından bir ayıklama yapmaya çalışırken sadece 5 veya 6 tanesini çıkarabiliyorum, tabii kalan 6995 fotoğraf ile bir sunum yapmanın birkaç gün sürebilecek olması beni zor durumda bırakıyor. Sonunda bağrıma taş basıp anılarımın çoğunu eliyorum ve konuklarımın kafasını 1-1,5 saat kadar ütüleyebileceğim çook çok kısa bir sunum hazırlamayı başarıyorum.
Japonya’yı tanıtmamdan rahatsız olan bazı odakların gündemi değiştirme çabalarına rağmen Ankaralı (ve hatta Ankara dışından gelen) dinleyicilerin ilgisi beni şaşırtarak sevindiriyor. Japonya’ya olan merakın giderek artması, Japonya’yı “sebepsiz seven” bendenizi pek bahtiyar ediyor...

Üçüncü kitap henüz çıkmadan, “sanal gezi” faaliyetlerin bir öncüsünü Ankaralı Gezginler Grubu ile gerçekleştirdik. Ankara’nın en köklü gezgin gruplarından, gezi anı ve gözlemlerini derleyerek birçok kolektif kitap yayınlamış Ankaralı Gezginlerden 50-60 kişilik bir gruba hitaben yaptığım sunum benim açımdan çok keyifli geçti.
Kuzey Kutbundan Kamboçya’ya, Patagonya’dan Zanzibar’a dünyanın ucuna bucağına gitmiş, aralarında profesyonel düzeyde fotoğrafçıların olduğu üyelerimize bir gezi sunumu yapmak heyecan vericiydi doğrusu...

Kitabın yayınlanmasının hemen ardından, dost ve kardeş radyom, üniversitemin radyosu Radyo ODTÜ beni söyleşiye davet etti. Radyo’nun en uzun soluklu ve istikrarlı programlarından Ofis Kaçkını, bir Cuma günü öğleye doğru bir saatlik zaman dilimini benimle canlı yayına ayırdı.
Hayatın sesini aç! 
Radyoya gayet rahat gittim, çünkü programın tecrübeli sunucusu Fulya yayını çok iyi idare ediyor. Konuğunu rahat konuşturması, tempoyu düşürmeden konuyu değiştirmesi, yayın akışını sosyal medya ile interaktif bir şekilde, hediye çekilişleri ile de zenginleştirmesi sayesinde güzel bir sohbet gerçekleştirdik.

Japonya tanıtım etkinliklerimin en önemlilerinden biri de 15 Aralık Pazar günü Türk Japon Vakfı’nda düzenlendi. Türk Japon Kültürünü Araştırma ve Dayanışma Derneği tarafından organize edilen, hem dernek üyelerinin, hem de dışarıdan gelen dinleyicilerin katılabildiği Konferansta Japonya hatıralarımı paylaşmam istendi.
Mahallemde yer alan Türk Japon Vakfı’nın Tuncay Artun seminer salonu organizasyon için ayrılmıştı. Yaklaşık 100 kişilik salonun tamamen dolduğu, bazı dinleyicilerin dışarıdan sandalye getirdiğini veya ayakta dinlediğini gördüğümde sahneye titreyerek çıktım diyebilirim. Ancak seminere gelenlerin samimi ilgisi ve merakı beni cesaretlendirerek başlarını şişirene kadar Japonya anlatmamı sağladı!

Neredeyse tüm dinleyicilerin seminer sonuna kadar salondan ayrılmaması beni ziyadesiyle mesut etse de, Derneğin konferans sonrasında suşi ikramında bulunacak olması akıllara soru işaretleri düşürdü. Bağzı şer odakları, ilginin benden çok suşiye yöneldiğini iddia etmeye kalksa da, aziz dinleyicilerimiz gerçeğin farkındalar ve bu çirkin oyunu bozacaklar!
DTCF Japon Dili Edebiyatı öğrencileri de gelmişti!
Konferansın ertesi günü TRT Radyo-1’in canlı yayın röportajına bağlanarak kitap(lar) üzerine keyifli bir sohbet yaptık. TRT Radyo’nun Gecenin İçinden program yapımcılarına, ilk kitabımdan bu yana gösterdikleri ilgi ve tanıtılması için verdikleri destekten dolayı teşekkür ederim. 

Cep telefonum üzerinden katıldığım keyifli yayınımızın, anlı şanlı mobil operatörüm sayesinde sekteye uğraması biraz moral bozucu oldu. Arkadaşlar Türkiye’nin %99,9999999’unu kapsadıklarını iddia etse de, kapsanamayan %0,00000001’in bizim evin salonuna denk gelmesi kitabım üzerinde oynanan büyük oyunu ortaya çıkardı! Yine de yapıcılardan programın başarılı geçtiğini, ve hattın kesildiği kısmın çıkarılarak önümüzdeki günlerde tekrar banttan yayınlanacağını öğrenmem sevindiriciydi...

24 Aralık Salı günü ise, Bilkent Üniversitesi Doğu Asya Topluluğu’nun davetlisi olarak bir konferans verdim. Bilkent öğrencileri tarafından kurulan ve sadece Japonya ile değil, tüm Doğu Asya Ülkelerinin kültürleri ile ilgilenen topluluk son derece faal. Üniversitede büyük bir konferans salonunu ayarlamaları, Ankara’da bu aktiviteye ilgi duyabilecek diğer öğrencileri de davet etmeleri organizasyonu çok anlamlı kıldı. 
Final dönemi yaklaşmasına rağmen salonda toplanan öğrenciler, son dakikaya kadar devam eden ilgileri, seminer sonrasında akıllarına takılan soruları sormaları, bir kısmının değişim öğrencisi olarak veya yüksek lisans için Japonya’ya gitme niyetleri hakkında düşünceleri beni yine şaşırttı.

Benim açımdan yoğun sayılabilecek bu tempo içinde üçüncü kitabım da başının çaresine bakmaya çalışıyor. Sosyal medyadan beni takip edenlerle epey bir yazışmıştık; İstanbul Tüyap Fuarının ardından kitabımın raflara çıkması biraz uzun zaman almış ve yurt çapında infial yaratmıştı (biliyorsunuz, yabancı güçlerin oyunları falan filan...) 
Neyse ki Japon Yapmış Türk Gezmiş rafları ittire ittire kendine yer açtı ve belli başlı kitapçılarımızın “yeni çıkanlar” raflarında yer buldu. Bu yerini fazla koruyabileceğini sanmıyoruz, ancak sizler kitapçılardan ısrarla isteyin, ellerinde yoksa getirtmelerini söyleyin, getirtmezlerse yakalarına yapışın, nota verin, fezleke hazırlayın, mezdeke oynatın, artık aklınıza ne gelirse...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sinema Dünyasında Tanrı'yı Arayan Filmler

Şikago Sokaklarında Cazın, Mafyanın ve Pizzanın Peşinde

Şikago'da "Dönen Dolaplar"