Hollywood Yıldızlar Geçidi

Eveeet, geçen haftaki yazımızda Hollywood Roosevelt Otelinin kapısından çıkıp kendimizi yıldızlarla kaplı Hollywood kaldırımlarına vurmuştuk. “Walk of Fame” adıyla bilinen bu kaldırımlar, Los Angeles’in en bilinen turistik atraksiyonlarının başında geliyor; nitekim şehrin en büyük gelir kaynağı Hollywood ve film yıldızları. Ancak, Hollywood’da sokağa çıkınca elimi sallasam Jack Nicholson’a, ayağımı savursam Angelina Jolie’ye çarpar gibi bir durum yok. Hatta, oskar törenleri dışında sinema yıldızlarının Hollywood Bulvarına uğradığı pek vaki değil.
O zaman, artiz görme sevdasıyla Hollywood’a gelen milyonlarca turisti avutacak bir icat lazım. Bu düşünceyle Hollywood Ticaret Odası’nın aklına cin bir fikir gelmiş ve sinema tarihine geçmiş şahsiyetlerin isimlerinin yer aldığı yıldızları bulvarın kaldırımlarına döşeyerek hem onları onurlandırmışlar, hem de ziyaretçileri oyalayacak bir çare bulmuşlar.
Walk of Fame dediğimiz yıldız silsilesi, Hollywood Bulvarı boyunca yaklaşık 2 kilometre uzanan kaldırımları, ve bulvarı kesen bazı caddelerdeki kaldırımların küçük bir kısmını kapsıyor. Bulvar boyunca Samanyolu galaksisi gibi uzanan yıldızları, ünlü sinemacıların ölmeden dikilen mezar taşları gibi düşünebilirsiniz.
Mezar taşı metaforunu kullanmışken, aile mezarlığına da değinelim. Örneğin, Estefan'ların yıldızları...
Walk of Fame üzerinde halen 2500 üzerinde yıldız yer alıyor. Yılda 10 milyonun üzerinde ziyaretçinin üzerinde gezindiği yıldızlar, pirinçten mamul levhalar şeklinde kaldırımlara döşeniyor.
Bu yıldızlar, sanıldığı gibi sadece film artizleri adına hazırlanmıyor; yönetmenler, yapımcılar, TV yıldızları, müzisyenler, tiyatro/sahne sanatçıları ve çizgi film karakterleri de kaldırımları süslüyor. Zaten yıldızlar beş ayrı kategoride toplanıyor, ve her bir sanatçının isminin altına kategori amblemi yerleştiriliyor:
Beş köşeli yıldızın beş kategorisinden birini seçebilirsiniz...
Hollywood Ticaret Odası’nın aklına bu fikir ilk kez 1953 yılında geliyor ve sinema sanatına emeği geçenlerden ilk etapta 1500 küsur kişi belirlenerek kaldırım taşları hazırlanıyor. Sanırım kaldırım mühendisliği o yıllarda rağbet gören bir meslek değil; üç ayda bir kaldırım söküp yenisini döşemek, Hollywood Belediyesinin yandaşlarına para aktarmak için kullandığı bir araç olmasa gerek.
Bu yüzden, evladiyelik kaldırım taşları imal edilerek yerlerine yerleştiriliyor ve ilk yıldızlar 50 yılı aşkın süredir yerlerini muhafaza ediyor. Bir rivayete göre, ilk yıldızı yerleştirilen sanatçımız Joanne Woodward imiş; ama kendisinin sadece ilk 1500’lük listedeki herhangi bir sanatçı olduğu, ama yıldızı yerleştirilirken gazetecileri çağırıp sahneyi çaldığı ve akılda kalmayı başardığı söylenir.
Müzik dünyasının ABD ve İngiltere'den "en büyük"leri yan yana mevzilenmiş...
1500 yıldızlık ilk partiden sonra uzun yıllar Hollywood’a yeni bir yıldız eklenmemiş. Walk of Fame’i tekrar hareketlendiren, bugünkü şöhretine kavuşturan kişi ise ABD’li radyo/televizyoncu ve ticaret odası üyesi Johny Grant olmuş. Grant, kaldırımın raconunu kesmiş, kitabını yazmış ve bu atraksiyonu kendi kendini finanse eden bir sisteme oturtmuş. Hollywood’da bir dikili yıldızım olsun diyenin önce 2500 dolar bayılmasını şart koşmuş ki, bu tutar bugünlerde 30,000 dolara kadar yükselmiş.
“İlle de kaldırımda bir yıldızım olsun istiyorum” demek o kadar kolay değil. Öncelikle, sizi sevenler tarafından aday gösterilmeniz gerek. Belirlenen 5 kategorinin birinde en az beş yıldır hatırı sayılır başarı gösteren yıldızlar, bir fan kulübü, film stüdyosu, yapım şirketi vb. tarafından aday gösteriliyor. Daha sonra adayın kendisinin de adaylığını onayladığını bildirmesi gerekiyor; çünkü kimsenin iradesi dışında yıldızı dikilmiyor.
Hollywood Ticaret Odası’na her yıl yaklaşık 200 yıldız müracaatı geliyormuş. Bir komite adayları inceleyerek bir yılda yaklaşık 20 sanatçının yıldızına onay veriyormuş. En önemli şartlardan biri, eğer sanatçı hayatta ise, yıldızının yerleştirilme törenine katılma zorunluluğu. Eğer törene şahsen katılmayı reddederse yıldızı kayıyor...
Adayın ille de canlı kanlı bir insan olması şart değil; karton karakterler de kaldırımlarda onurlandırılmayı hak ediyor! 
Her artizin yıldız fikrine balıklama atladığını düşünmeyin; bugüne kadar Clint Eastwood, Julia Roberts, George Clooney (oricinal olanı) gibi nice ünlü sinemacı yıldızlarının dikilmesine onay vermemişler ve kaldırımları mahzun bırakmışlar.
Eee, tabii, her gün üstünüze basılması fikri herkese hoş gelmeyebilir. Nitekim, yıllar içinde yıldızı çalınan, zarara uğratılan yıldızlar olmuş. İstisnai bir durum da ünlü boksörümüz Muhammed Ali’ye ait; gösteri dünyası kategorisinden yıldıza hak kazanan boksörümüz, “ben peygamberimizin ismini taşıyorum, yere serilip üstüne basılamaz” denilince yıldızını bulvar üzerinde bir binanın duvarına çakmışlar...
Yıllar içinde Walk of Fame fikrinin ticari/turistik yönü ağır basmaya başlayınca sponsorluk benzeri uygulamaların yolu açılmış ve cadde üzerinde “Hollywood dostları”nın yıldızları belirmeye başlamış. Bunlardan en çok göze çarpanlar, Los Angeles Dodgers spor kulübü ile Victoria’s Secret’in Melekleri...
Hollywood yıldızlarımız ile oldukça yakın teşvik-i mesai içinde olan Victoria’s Secret’in kaldırımları süslemesi oldukça doğal tabii... Bir diğer büyük destekçi ise, tahminen bir çok Hollywood yıldızının dert ortağı, sırdaşı olan Absolut votkaları:
Beş değişik kategoride hazırlanan yıldızlara ek olarak bazı özel istisnalar da mevcut; örneğin, 1969 yılında Apollo 11 ile aya yolculuk eden Neil Armstrong ve ekibi için dolunay şeklinde özel bir plaka hazırlanmış. Apollo 11 mürettebatına “televizyon” kategorisinde yıldız hazırlanması manidar olmuş; çünkü kimi komplo teorisyenlerine göre, Apollo 11’in aya seyahati yüzyılın en büyük televizyon şovu!
Yıldızlar üzerinde rahatça gezinebilmek için sabahın erken saatlerinde hayaletli Roosevelt Otelinden dışarı attım kendimi. Daha ilk adımda Los Angeles’in meşhur belediye başkanı Tom Bradley’in yıldızına ayak basmış oldum:
Yıldızların “kaynağına” ulaşmak için Hollywood Bulvarı’nın batısına doğru yürüdüm ve Walk of Fame’in başlangıç noktası olan “Hollywood’un Dört Bacısı” anıtına vardım. Bu anıt, Hollywood’daki çok kültürlü/etnik kadın sanatçıları temsil etmek üzere çardak şeklinde yapılmış ve sütunlarını kadın heykelleri oluşturuyor. Her bir sütun için Afrika, Asya, Güney Amerika ve Avrupa kökenine sahip, Amerikalı bir kadın sinema oyuncusu belirlenmiş; Avrupa kökenini temsil eden Mae West bir dönem Hollywood’un seks sembolü olarak kabul edilmiş:
Hollywood’un dört bacısının etrafında boş yıldızlar gördüm. Tövbe estağfurullah, sanki ebediyete intikal edecek sakinlerini bekleyen boş mezar yerleri gibi parlıyorlardı yerde. 
Hazır ortalıkta kimse yokken yıldıza ismimi kazımayı düşünmedim değil, ama Belediye Başkanı Arnold Şvarzaneger abime yakalırsam beni feci benzetir diye vazgeçtim...
İleride ağırlayacakları yıldızları düşünerek “Walk of Fame” boyunca yürümeye devam ettim. Sabahın erken saatlerinde görevliler yıldızları yıkayıp parlatıyorlardı; ne de olsa Los Angeles’in en önemli turistik atraksiyonu gün boyunca ayaklar altında kirleniyordu.
Yeni yıkanmış, tertemiz yıldızların arasında yürürken bazı isimleri ikinci, üçüncü kez gördüğünüzü fark edebilirsiniz; çünkü her alanda başarı gösteren bazı süper yetenekler, değişik kategorilerden yıldız koparmayı başarmış. Otellerdeki sınıflandırma gibi, beş yıldızlı, dört/üç/iki yıldızlı sanatçılara rastlamanız mümkün.
Yürürken göreceğiniz isimler arasında ilk kez duyduğunuz bir çok isme rastlamak sizi şaşırtacak. Çünkü, sinema sanatı için emek harcayan, perde arkasında ter döken birçok değişik alandan insan burada kendine yer bulmuş. Thomas Edison’un ampulü keşfi, Lumiere’in sinema icadı gibi teknik katkılar da unutulmamış:
Ara sıra yazım hatalarına rastladığınızı düşüneceksiniz; örneğin ben aşağıdaki yıldızı gördüğümde “Hahaha, Charles Chaplin’in adını yanlış yazmış moronlar” diye gülmüştüm; ama gel gör ki, Charles Champlin isimli bir sinema eleştirmenimiz de yıldıza layık görülmüş...
Bizim “bildiğimiz” Charles Chaplin’in yıldızına kavuşması ise oldukça zor olmuş... 1950’lerin komünizm paranoyası yaşayan Amerikasında “gomonist” olarak etiketlendiği ve ülke dışına kaçmak zorunda kaldığı için, komite tarafından seçilmesine rağmen, kimse yıldızını dikmeye cesaret edememiş. Yıllar sonra hak ettiği yıldız Hollywood Bulvarında yerini aldığında bile komiteye tehdit ve hakaret dolu mektuplar gelmeye devam etmiş.
Bulvar boyunca 2500 küsur yıldıza bakarak dolaştıysanız gözlerinizi yerlere dikmekten boynunuz ağrımıştır. Şimdi biraz da kafamızı kaldırıp yürüyebiliriz. Aslında Hollywood Bulvarı’nda kafanızı kaldırdığınızda görmeye değecek pek bir şey yok... Yine ne varsa yerlerde var. Ayrıntıları bir dahaki bölümümüzde... 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sinema Dünyasında Tanrı'yı Arayan Filmler

Şikago Sokaklarında Cazın, Mafyanın ve Pizzanın Peşinde

Şikago'da "Dönen Dolaplar"