Doha Çarşı Dubai’ye Karşı

Eğer lükse, şatafata, gösterişe meraklı değilseniz, Katar'ı geleneksel Arap kültürü çerçevesinde tanımak istiyorsanız, ilk ve tek durağınız Souq Waqif olmalıdır. Souq, Ortadoğu coğrafyasından aşina olduğumuz üzere, çarşı, pazar anlamına gelmekte; Waqif kelimesi ise bende ilk olarak "vakıf"ı çağrıştırsa da, "ayakta durulan" anlamına geliyormuş.
Daha önce Dubai'de bir "souq" tecrübesi yaşamış ve hayal kırıklığına uğramıştım açıkçası. Angara'nın Çıkrıkçılar yokuşuyla bile boy ölçüşemeyecek bir çarşının ardından Dubai'de otantik bir beklentiye girmemeyi kabullenmiştim. Doha'nın çarşısı ise, başarılı bir restorasyon/düzenleme ile geçer not almayı hak etti.
Doha, genel olarak Dubai'nin gelişim modelini taklit eden bir şehir. Gökdelenleri, iş merkezleri, çevre düzenlemesi ile Dubai'nin tahtını gözüne kestirmiş; nitekim, doğal kaynaklar ve para açısından hatırı sayılır bir avantajı olduğu için uzun vadede Dubai'yi alt edebilir. Ama kısa vadede, Dubai'nin daha oturmuş ve batılı dostu, liberal bir tarzı var.

Ancak Doha, çarşı konusunda Dubai'ye fark atmış. Dubai'nin "Souq" bölgesi (Deira) oldukça sönük kalıyor ve (benim dışımda) yabancı ziyaretçileri pek cezbetmiyor; nitekim, Dubai Çarşı'da dolaştığım süre boyunca pek fazla turist ile, hatta yerli Arap ile karşılaşmadım; genel ziyaretçi kitlesi, Dubai'de yaşayan gariban sınıf…
Doha'da ise Souq Wakif (ayaküstü çarşısı) oldukça hareketli, yabancı ziyaretçiler tarafından da rağbet gören bir mekan. Yaklaşık yüz yıllık bir geçmişi olan çarşı, Katar'ın süpersonik kalkınma döneminde yeni yapılan alışveriş merkezleri karşısında yok olmaya yüz tutarken, 2006 yılında Katar Emiri'nin akıllıca bir hamlesi ile yeniden canlandırılmış. Emir, bölgedeki tüm mülkleri büyük bir para karşılığı satın alarak çarşıyı ihya etmiş.

Restorasyon sırasında eski yapıların aslına uygunluğuna büyük önem verildiği, çamurdan belli bir ağacın kerestesine kadar orijinal malzemenin kullanıldığı, klima ünitelerinin görüntüyü bozmaması için özen gösterildiği anlatılıyor. Çarşı'nın cafe restoranları, nargile evleri, değişik iş kollarının kümelendiği bölgeleri keyifli bir ziyareti hakediyor.
Sıkı bir "Bismillah" çekerek çarşıya girecek olursanız, adres sorduğunuzu düşünüp sizi bir otele götürebilirler. "Bismillah Otel", Bir ticarethane için ilginç ve iddialı bir isim seçimiyle dikkati çekiyor. Acaba Katar'ın Nihat Hocasına "Otelimin adını Bismillah koymam caiz midir, orucum bozulur mu" diye oran aklıevveller olmuş mudur?

Bismillah Otel gibi çarşı bölgesinde butik otel hizmeti veren birkaç nezih mekan daha var; Doha Çarşı'nın Dubai'den bir üstünlüğü de bu detay. Gece geç saatlere kadar hareketin ve bereketin eksik olmadığı, yaşayan bir bölge olan çarşı için önemli bir avantaj; binbir gece masalları mistisizminde olmasa da, isteyenin arabik bir atmosferde kalabilmesi güzel tabii ki…
Doha'ya açık havada dolaşmanın mümkün olduğu bir dönemde gittiyseniz (sanırım senede 2-3 ay) çarşıda en az yarım gün geçirmenizi tavsiye ederim. Sabah erken saatlerde dükkanlara mal sevkiyatı ile başlayan koşuşturmaca, geceyarılarına kadar devam ediyor. "Vâkıf" kelimesinin "dikilen, ayakta duran" anlamı buradaki esnafı tanımlamak için kullanılırmış; ama Katarlılar petrol ve gaz ile voliyi vurduğundan beri hepsi yan gelip oturuyor:
Çarşı, labirentvari yapısı ile sizi derinliklerine davet ediyor. Bir ucundan girip diğer ucundan çıkışı bulmaya çalışmak bile yeterince eğlenceli… Çarşı'da karşınıza çıkacak parfümcüler, kumaşçılar, halıcılar, hurmacılar, baharatçılar arasında en çok dikkatimi çekenlerden biri saat tamircileri oldu:
Saat tamirci büfeleri, gerek çarşı içinde, gerek dışındaki ara sokaklarda (tabii ki lüks muhitleri kastetmiyorum) her an karşınıza çıkabilecek bir iş kolu. İlginçtir, arabasının küllüğü dolan Katarlı'nın küllük boşaltmak yerine arabayı değiştirdiği anekdotları anlatılan bir ülkede bu kadar bol saat tamircisi ilginç bir çelişki? Herhalde Patek Philippe saatleri tamir edecek değil; "gariban" yabancı nüfusun (Nepalli, Endonezyalı, Hintli) mütevazi saatlerinin pilini değiştiriyordur herhalde…

Çarşı labirentinde dolanırken karşınıza nefes alıp oturacak, çay, kahve, nargile içilebilecek mekanlar çıkacaktır. Oturmuşken bir de okey, tavla atsak fena olmaz diyebilirsiniz; size tavsiyem, dama meclisine (kahvesine) giderek Katarlı arkadaşlarımızla sıkı bir dama müsabakası çevirmeniz… Evet, Katar Çarşı'da sırf dama oynanan bir kahve var ve akşama kadar şakır şakır pullar uçuşuyor! Urfa çarşıda gördüğüm domino kahvesinden sonra, dama üzerine uzmanlaşmış bir mekan görmek hoş bir sürpriz oldu.
Nitekim Doha Çarşısı, kendilerini hobilerine adamış vatandaşların uğrak yeri. Halkın en büyük hobilerinden biri kuşçuluk; hatta çarşının en büyük avlularından biri "Kuşların Krallığı" olarak biliniyor:
Envai çeşit kuş ve kuşçuluk aksesuarının satıldığı avlu, çarşının en civcivli bölgelerinden… Onlarca çeşit kuşun ötüşüyle kulaklarınızı yumuşattıktan sonra, kuşların kralını görmek için çarşının bir başka bölgesine, Şahinistan'a geçebilirsiniz:
Şahin beslemek ve şahinle avcılık, bölge kabilelerinin yüzlerce yıldır sürdürdüğü bir gelenek. Bu yüzden, Doha Çarşısı'nın bir bölümü, hatta en güzel bölümü, halen şahinlerin satıldığı mağazalara ayrılmış durumda. Mağazalara rahatça girip şahinleri izlemek kesinlikle tavsiye edilir:
Şahinler, Katarlıların gurur duyduğu bir hayvan olduğu için mağaza sahipleri yanınıza gelip sohbet edecektir. Muhabbet koyulaştıktan sonra şahinleri elinize almanız, beraber fotoğraf çektirmeniz de olası:
Mağazadaki şahinlerin bir kısmının gözlerini kapatan minik başlıkları var. Şahinlerin gözlerinin kapatılması, onların "bekaretini" koruyor; gözü açılmamış bir şahin aldığınızda, hayvan ilk olarak sizi tanıyor, sesinize, kokunuza, görünüşünüze aşina oluyor ve ava gittiğinizde en sadık yardımcınız oluyor. Asil bir şahinin fiyatı onbinlerce doları bulabiliyor…
Şahin almakla iş bitmiyor tabii; mağazalarda şahinlere yönelik akla hayale gelmeyen aksesuarlar da satılıyor. Şahin miğferlerinden, GPS takip cihazlarına kadar şahininizi donatmanız mümkün; böylece, full aksesuar bir "doğan görünümlü şahin" sahibi olabiliyorsunuz.
Bu kadar para bayıldığınız şahininiz hastalanırsa diye korkmayın; çarşıda beş yıldızlı, en modern tıbbi cihazlarla donatılmış bir şahin hastanesi de mevcut tabii ki! Doha'da çalışan binlerce Hint, Nepalli, Pakistanlı işçiden esirgenen sağlık hizmetleri şahinler için sağlanmış durumda…
Eğer şahinler sizi kesmediyse biraz da at görmeye gidelim! Tahmin ettiğiniz gibi değil, çarşıda at satılmıyor tabii; ama Katar Emiri'nin atlarından bir kısmının yaşadığı ahırlar çarşının saraya bakan cephesinde bulunuyor. Ahırlara girip atların arasında dolaşmak serbest; kimse yolunuza çıkmıyor, güzelim hayvanları doyasıya seyrediyorsunuz…
Katar'ın devlet katırları
Buradaki atlar bir şekilde "devlet atı" ünvanını almış durumda, eyerlerinde "Katar Devleti" armasını görebiliyorsunuz. Hepsinin keyfi gayet yerinde, geviş getirip emekliliklerini bekliyorlar… Eğer şanslı iseniz, Katarlı Beylerin atlara binip çarşıda dolaşmalarını görebilirsiniz:
Kuşlar, şahinler ve atlar kafi gelmediyse, biraz da deve görelim… Biliyorum, "çarşıya mı geldik, hayvanat bahçesine mi" diye itiraz edeceksiniz, ama çöllere düşüp deve görmemek olmaz!
Çarşının bir diğer giriş noktasında büyük bir deve parkı var. Resmi olarak deve parkı denip denmediğini bilmiyorum, ama genişçe bir alan çevrelenmiş ve develere tahsis edilmiş durumda. Burası deveyle gezen insanların hayvanlarını park ettiği bir otopark mı, yoksa çarşıya bir arap havası katmak için beslenen develerin mekanı mı, onu çözemedim; ama suratlarında sürekli gülümseme olan bu hörgüçlü hayvanları görmeden geçmeyin.
Çarşının akşam saatleri de görülmeli mutlaka; hafif bir serinlik çöktükten sonra (çökerse tabii, mevsimine bağlı) sokaklar iyice şenleniyor ve mekanlar hareketleniyor. Avlularda oturup soğuk bir bira içemeyeceksiniz, ama limonata, ayran falan bulabilirsiniz umarım. Özellikle Ortadoğu mutfağının başarılı örneklerini sunan lokantalardan birinde akşam yemeği ile günü sonlandırmanız tavsiye olunur…
Kabul ediyorum, yerleşik yaşam tarihi bir iki yüzyılı geçmeyen Doha'nın Çarşısı über-otantik bir arabiata tecrübesi vaat etmiyor; ama diğer alternatif, Kordon'un diğer ucundaki West Bay'de konuşlanmış süper lüks otel ve alışveriş merkezlerinin tekdüzeliği olunca, tercihimiz belli: Doha Çarşı, West Bay'e karşı!

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sinema Dünyasında Tanrı'yı Arayan Filmler

Şikago Sokaklarında Cazın, Mafyanın ve Pizzanın Peşinde

Şikago'da "Dönen Dolaplar"