Japon Yapmış, Türk Gezmiş, Okur Bulamamış

Japon Yapmış cemaatinin az ama öz ve çok değerli üyeleri ile epeydir dertleşemiyordum. Aslında yakın zamanda teke tek çok dertleştik, ama bugünlerde topluca bir bilgilendirme ihtiyacı hissettim. Bu aralar okurlarımdan aldığım en yoğun istek (ve eleştiri) kitaplarımı piyasada bulamamaları üzerineydi. Öncelikle, bu durum beni ziyadesiyle keyiflendiriyor tabii; günümüzün hızlı tüketim çağında 7-8 yıl önce çıkmış mütevazı bir kitabın hala aranıp soruluyor olması benim için olağanüstü sevindirici! Üzücü olan yanı ise, haliyle, arandığında bulunamıyor olması…

Şimdi, bu bulunamamanın iki farklı sebebi var; birincisi kitapların baskısı olmasına rağmen kitapçıların raflarda/stoklarda tutmaması ve soran müşteriye mırın kırın etmesi. İkinci sebep ise, kitaplardan birinin baskısının tükenmesi! Netekim, üçüncü kitabımız ile ilgili yaşanan sorun baskısının tükenmesi idi, ama Çınar Yayıncılık sağ olsun, kitabımızın yeni baskısını yepyeni bir kapak tasarımı ile hazırladı ve yeniden piyasaya sürdü:
Evet, güzel haberi verdikten sonra sorunun diğer bileşenine dönelim ve giderek nitelik kaybeden bağzı kitapçılarla ilgili sıkıntımızı paylaşalım. Efendim, sektörde tekelleşen zincir kitapçıların gayet ticari stratejileri çerçevesinde, istedikleri kitabı kafanıza vura vura satmak, istemediklerini de raflardan uçurmak gibi über kapitalist stratejileri var. Liberal ekonomide bir kitapçının kar amaçlı hareket edeceğini, canı istediği ürünü rafa koyabileceğini, beğenmiyorsan defolup gitmen gerektiğini iddia edebilirsiniz. Haklı olabilirsiniz, ama konu kitap olunca ben konuya bu kadar liboş yaklaşamıyorum…

Kitaplarım ilk basıldığı yıllarda anlı şanlı zincirlerin “yeni çıkanlar” raflarında uzun süre yer bulmuş, hatta bir ara (kendi kategorisinde) çok satanlar sıralamasına bile girmişti. Uzun süre ilgili raflarda sergilenmeye devam eden Japon Yapmış kardeşler, giderek vahşileşen rekabet sürecinde “lütfen raflarımı boşaltın, çok satan yazarımız gelecek” bahanesiyle kovuldu!
Raflarda çeşitliliğin olduğu güzel günlerde...
Bu “çok satan yazar/kitap” olayını bir ara detaylı irdeleriz, ama şunu söyleyeyim; bazı yayınevleri ve kitapçı zincirleri, o anda çok popüler olan bir alanda (diyet, din, kişisel gelişim) kitap “sipariş” ediyor, birine yazdırıyor ve sonra “ahan da bu kitap çok satıyor” diye gözünüze sokuyor, size zorla pazarlıyor, raflarında bu kitaplar dışındakilere yer vermiyor. Çok sattığına dair yanıltıcı istatistikler, “100.000 tane bastı!” benzeri yalan ibareler “ticarette her şey mubahtır” yaklaşımıyla göz ardı ediliyor. Kitapçıların “satılmasını istediği” dışındaki kitapları rafa sokmak için büyük hava paraları, indirimler, kampanyalar önermek zorunda kalınıyor ve giderek raflar belli kitapların, yazar ve yayınevlerinin hegemonyasına giriyor (gerçekten çok satan, tanınmış yazarlarımızı tenzih ederim)
Büyük kitapçımızın Yeni Çıkan(LAR) Rafı
Örneğin, anlı şanlı bir kitapçı zincirimize girip “yeni çıkanlar” rafına yöneldiğinizde, yeni çıkmış yüz değişik kitaptan birer tane değil, bir kitaptan biner taneyi raflara yerleşmiş görüyorsunuz. Adamlar koskoca bir duvarı tuğla gibi tek bir kitapla döşüyorlar ve o kitabı almayanı çıkışta dövüyorlar (henüz değil, yakında…) Kalan reyonlarda oyuncak, puuzle, hi-fi ürünleri, elektronik ıvız zıvır arasından istediğiniz kitapları bulmaya çalışıyor ve sonunda pes ediyorsunuz.
San Francisco "City Lights" Kitapçısına gittiğimde... Sahalarımızda görmek istediğimiz hareketler :)
Eskiden, aradığınız kitabı ellerinde tutmasalar bile, gelip soran bir okuyucuya “isterseniz birkaç güne getirtiriz” diyerek bir opsiyon sunarlarken, son zamanlarda maalesef suratlarını asıp “o kitap yok” diyerek püskürtüyorlar. Ne yazık ki benzer şikayet ve geri dönüşleri, benimle iletişim kurma nezaketini gösteren birçok okurdan aldım. Bir kısmı zaten işini online satış sitelerinden hallettiği için sorun yaşamıyor, ama kitapçıya gidip dokunarak, karıştırarak kitap almaktan vazgeçmeyen okurun, kendisine dayatılan kitaplardan seçmek dışında bir alternatifi kalmıyor.
Kare As
“Kitabını satmıyorlar diye amma dırdır ettin, kıskanç kifayetsiz yazar bozuntusu” diyebilirsiniz. Hata demelisiniz. Kitabımın yeni baskısının müjdesini vermek istediğim bu yazıyı böyle karamsar, şikayetperver bir havada sonlandırdığım için kusura bakmayın. Yazının ana fikrine gelecek olursak; ilk iki kitabımın baskıları halen mevcut, üçüncü kitabım da yeni tasarımıyla taze fırından çıktı; mahalle kitapçınızın gırtlağına çökerek veya online sitelerden almanız mümkündür… Vakit ayırıp okuyacak olursanız yorum ve eleştirilerinizi her zaman beklerim efendim…


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sinema Dünyasında Tanrı'yı Arayan Filmler

Şikago Sokaklarında Cazın, Mafyanın ve Pizzanın Peşinde

Şikago'da "Dönen Dolaplar"