Yurtdışı Tuvalet Sorunsalı

Yurt dışında (afedersiniz) çişiniz geldiğinde büyük bir stres biner üstünüze; umumi tuvaletler neye benzer, temiz midir, paralı mıdır, ala turka/franga/japonez ne formattadır? Kadın/erkek kabinini ayırt edebilir miyim, içeri girsem çıkabilir miyim, tekno tuvaletlere denk gelirsem başarılı bir sınav verebilir miyim? Bu kadar dert ve tasa üst üste binince bazen çişiniz geri kaçar!  
Çoğu uçakta böyle komplike kokpit yoktur... Altı üstü taharetlenicen be kardeşim! 


Japonya'da en azından tuvaletin temiz ve parasız olacağını bilmenin rahatlığını yaşarsınız; en kıyıda köşede kalmış bir parkta bile tertemiz bir tuvalete girip küçüğünüzü ücretsiz bırakabilirsiniz. Japonya'da geçirdiğim süre boyunca bir kez paralı tuvalete denk geldim, o da mecburi değil, gönüllülük esasıyla bahşiş alıyordu.
Japonya'da mütevazi bir park tuvaleti, içerisi her daim tertemiz, ücretsiz...


Japonya'da asıl sorun, geleneksel/eski tarz Japon kenefine denk geldiğinizde nasıl kullanacağınızı, hangi yöne çömeleceğinizi kestirebilmek. Batılıların tamamen paralize olduğu bu tuvaletlerde, biz Türkler alaturka tecrübemizden faydalanarak olayı çözebiliriz; ama yine de çömme doğrultusunu tutturamayan vatandaşlarımızın hikayesini çok dinledim. Sorunun uluslararası bir kriz aldığını fark eden Japon hükümeti, sonunda tuvaletlere kullanma talimatı yerleştirmiş:

Turizmin doktorasını yapmış Bangkok'ta sokakta seyyar abdesthaneler dolaşıyor (kakabüs) ama sakın onlara güvenip el kaldırarak durdurmaya çalışmayın, durmuyorlar... Denedim de konuşuyorum. Siz yerleşik, sabit bir tuvalet aramaya devam edin
Tabakhane'den geçer mi hemşerim? 

Avrupa'da ise hacet gidermek artık bir sanata dönüşmüş durumda... Hayattan ince bir zevk almayı amaç edinen Avrolar, tuvaletlerini kimi zaman modern, kimi zaman fantastik birer sanat atölyesi haline getirmekten çekinmemişler... Örneğin, Kopenhag'ın Christiania özerk cumhuriyetinde gevşeyip rahatça def-i hacet etmemiz için şirin karakterlerle bezeli bir tuvalet yapmışlar.

Viyana'daki modern sanat tuvaleti ise konunun üzerine ekspresyonist bir tüy dikmiş... İnsan tuvalete girerken sanat tarihi dersi almadığına hayıflanıyor. Zaten bir müzeye giriş ücreti kadar para verip girebileceğiniz tuvalette geçerli sanat akımlarına uyum sağlayamama endişesini de yaşıyorsunuz. Ben "içimden geldiği" gibi, doğaçlama bir eser bırakmayı tercih ederken, varoluşçu kaygıları sanatına yansıtmaya çalışan nicelerinin yaratıcı süreç sancılarına kulak misafiri oldum:
Ooo, üstadım, bugün çok dışavurumcu şeetmişsiniz...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sinema Dünyasında Tanrı'yı Arayan Filmler

Şikago Sokaklarında Cazın, Mafyanın ve Pizzanın Peşinde

Şikago'da "Dönen Dolaplar"