Kayıtlar

Doha Çarşı Dubai’ye Karşı

Resim
Eğer lükse, şatafata, gösterişe meraklı değilseniz, Katar'ı geleneksel Arap kültürü çerçevesinde tanımak istiyorsanız, ilk ve tek durağınız Souq Waqif olmalıdır. Souq, Ortadoğu coğrafyasından aşina olduğumuz üzere, çarşı, pazar anlamına gelmekte; Waqif kelimesi ise bende ilk olarak "vakıf"ı çağrıştırsa da, "ayakta durulan" anlamına geliyormuş. Daha önce Dubai'de bir "souq" tecrübesi yaşamış ve hayal kırıklığına uğramıştım açıkçası. Angara'nın Çıkrıkçılar yokuşuyla bile boy ölçüşemeyecek bir çarşının ardından Dubai'de otantik bir beklentiye girmemeyi kabullenmiştim. Doha'nın çarşısı ise, başarılı bir restorasyon/düzenleme ile geçer not almayı hak etti. Doha, genel olarak Dubai'nin gelişim modelini taklit eden bir şehir. Gökdelenleri, iş merkezleri, çevre düzenlemesi ile Dubai'nin tahtını gözüne kestirmiş; nitekim, doğal kaynaklar ve para açısından hatırı sayılır bir avantajı olduğu için uzun vadede Dubai'yi alt edebili

Sıradaki Şarkı – ‘39

Resim
Sıradaki şarkıyı epey ihmal ettik, bari tumturaklı bir grupla geri dönelim ve Queen'den bir şarkı dinleyelim… Madem Queen dedik, tartışmasız bir numaralı albümlerini açalım; A Night At the Opera! Bildiğiniz gibi, albüm "Death on Two Legs" ile gümbür gümbür başlıyor, Freddie eski menajerlerine sövüp sayıyor… Ardından operatik parçalar kulağımızın pasını alıyor, Bohemian Rhapsody çalarken "Bismillah" diye bağırarak kendinizden geçiyorsunuz ve şöyle sakin, dingin bir parça ile huzura ermek istiyorsunuz. Ve imdadınıza "39" yetişiyor. Akustik gitarın yumuşacık tınısı, Brian May'in sakin sesiyle ateşinizi ve tansiyonunuzu düşürüyor, ruhunuzu dinginleştiriyor. İyi de, 39 nedir? Ateşimiz mi? Tansiyonumuz mu? Hayır efendim, '39 sayısı 1939 yılını ve o yılda geçen bir bilim kurgu hikayesini konu ediyor. Hoppala, bilim kurgu da nereden çıktı şimdi diyeceksiniz… Queen'in bilim kurguya en güzel göndermesi, dünyanın koca popoplu kızlar sayesinde dön

Bollywood'dan Seçmeler

Resim
HAYDİ ŞİMDİ BÜTÜN ELLER HAVAYA Eğer iflah olmaz bir Flash TV izleyicisi iseniz, canınız film seyretmek istediğinde tek adresiniz Bollywood yapımları olmalı. Dünyanın en fazla film çevrilen ülkesi Hindistan’ın önde gelen sinema merkezi olan Bollywood’da, en dramatik filmde bile dansın, coşkunun, halayın, horonun sonu gelmez! Yazıda bir Bollywood güzellemesi yapacak değilim; çünkü birkaç Bolly filmi izlediğinizde, bilindik klişeleri tekrarlayan, izleyicilerin kafasını dağıtıp Angara havası oynatan, aşklı meşkli, sabun köpüğü tarzında yapımlarla karşı karşıya olduğunuzu anlıyorsunuz. Ama bir milyar nüfuslu büyük bir ülke ve binlerce yıllık kültüre sırt çevirmeyin ve hiç olmazsa birkaç ses getiren yapımı izleyerek hoş vakit geçirin… Son yıllarda Bollywood ürünlerinden en fazla ses getirenlerden üç tanesini tanıyalım isterim… Tabii aklınıza ilk olarak “Slumdog Millionaire” gelebilir, ama bu film Danny Boyle üstadın görkemli bir eseri olup, konu itibariyle Mumbai’de geçmektedir ve büyü

Sanal Madencilik Gerçek Madenciliğe Karşı

Resim
Efendim, çoluk çocuğumuzun müptelası olduğu mucizevi oyun Minecraft’ı (madencilik zanaatı) geliştiren İsveçli Markus Persson’un şirketi Mojang, birkaç ay önce Microsoft’a 2,5 milyar (tekrarlıyorum, iki buçuk fucking MİLYAR) dolara satılmış. Bu paranın neye tekabül ettiğini göstermek için karşılaştırmalı bir örnek vermem gerekirse, Türkiye’nin geçtiğimiz yıl doğal taş ihracatından elde ettiği gelir 2,1 milyar Dolar; yani bir Mojang etmiyor. Türkiye’ye madencilik sektöründe yatırım yapmak için gelen uluslararası doğrudan yatırımların son beş yıldaki toplamı ise 1,2 milyar doların altında; beş yılda yarım Mojang sermaye çekebilmişiz. Tabii madencilik ve doğal taş yatırımları için kesilen ormanların, siyanür kullanımının, iş kazalarının, yitirilen canların parasal karşılığını tartışmıyoruz bile. Yani, sanal ve gerçek madenciliğin, eski ve yeni sektörlerin durumu böyleyken böyle... Tabii ki şunu demek istemiyorum; “yeni” sektörleri destekleyelim, eskileri boşverelim…  Yeni ekonominin

Kaman Kalehöyük'te Japon Yapmış

Resim
Kaman-Kalehöyük Arkeoloji Enstitüsü, Müzesi ve Japon Bahçesi Efendim, kaç zamandır gitmek isterdim de kısmet bu baharaymış! Japon hemşerilerimin yönettiği Kalehöyük kazıları sonucunda çıkan bulguların sergilendiği müzeyi gezmek, kazı başkanı Dr. Omura ile tanışmak, hatta bu geziyi müzenin yanındaki Japon Bahçesinde açan sakuraların (kiraz çiçekleri) dönemine denk getirmek için epey uğraştık. Sümer meteoroloji tanrısının inadı ile karşılaşmak Nisan ortasında mabadımızı dondurdu, ama olacak o kadar… Kaman Kalehöyük'te kazılar başlamadan önce yüzeyde bulunan kalıntılar bu bölgenin oldukça verimli olduğunu göstermiş. Ardından, kazılar için Japon Prensi Tomohito Mikasa'nın Başkanı olduğu Japonya Orta Doğu Kültür Merkezi yetkilendirilmiş. Bizzat Prensin 1986 yılında başlattığı kazılar halen devam ettiği gibi, İç Anadolu genelinde yüzey çalışmalarını da bu merkez yürütüyor. Kazıları yönetmek dışında, Kalehöyük yakınında kurdukları Japon Anadolu Arkeoloji Enstitüsü ile bölge tarihi