Kayıtlar

Japon Sineması

Resim
Nippon diyarlarında kiraz çiçeklerinin açmaya başladığı bu mevsimde Japon sineması üzerine bir kitabı tanıtmak istiyorum sizlere… Kendine özgü tarzları, çok farklı ekollerde, yeni akımlara öncülük eden eserleri ile ana akım sinemada hak ettiği kadar tanınmasa da, film fanatikleri için çok özel bir yeri olan Japon sinemasını kapsamlı bir şekilde ele alan Türkçe bir kitap bugüne kadar yoktu. Ama artık var; Gökhan Kuloğlu’nun koordinatörlüğünde, sinemaya gönül veren sekiz yazarın derlediği “Japon Sineması”, güneş imparatorluğunun yüz küsur yıllık sinema macerasını kapsamlı olarak analiz ediyor. Kitabı okumaya başladığımda şaşkınlık ve hayranlıkla karışık bir memnuniyet yaşadım, çünkü kitap yoğun bir akademik araştırma ile kişisel gözlemlerin harmanlandığı bir üslupta hazırlanmış, kaynağa ve somut veriye dayalı titiz yazılara yer verilmişti. Kitabın derlenmesinde en çok hoşuma giden detay, değişik düzlemlerde okuyabilmenize fırsat tanıması. İsterseniz eseri kronolojik olarak okur, 18

İznik Surlarında Kahpe Bizans

Resim
Cümle alem kabul etmiştir ki, dünya tarihinin seyrini değiştiren en önemli kavşaklardan biri, Roma İmparatoru Konstantin’in Hristiyanlık üzerindeki baskıyı kaldırarak bu inancı bir nevi imparatorluk dini olarak tanıması ve önünü açmasıdır. O döneme gelinceye dek Roma İmparatorluğunda çok zengin bir dini yelpaze vardı, ama kimi pagan inançlar, ezoterik, gnostik ve saire tarikatlar ipin ucunu kaçırmıştı. Derler ki, Konstantin tebaası için şöyle kurumsal, oturaklı, derli toplu ve mümkünse tek tanrılı bir din seçmek istedi; gönlü Hristiyanlık ile tek tanrılı güneş tapımı (sol invictus) arasında gidip geliyordu ve güneş alerjisinin çıkması üzerine burun farkıyla Hristiyanlık kazandı! Bu sefer de “gerçek Hristiyanlık nedir” sorusu ortaya çıktı ve günümüzde dilimizden düşmeyen “gerçek islam bu deel” muhabbeti tüm eski dünyayı sardı! Uzun ve detaylı bir tartışmaya şimdilik girmeyeceğim, ama ortaokul din bilgisi derslerinden de hatırlarsınız, İsa’nın ölümünden sonra yazılmış yüzlerce incil orta

Birleşmiş Milletlerin Bahçesi Taştan

Resim
Geçtiğimiz aylarda bir toplantı için gittiğim Cenevre’deki Birleşmiş Milletler kampüsünde öğlen yemeği sonrası geviş getirmek için bahçede dolaşıyordum. Bilenleriniz vardır, asıl merkezi New York’ta bulunan Birleşmiş Milletlerin Cenevre’de de çok büyük bir yerleşkesi var; hatta bu yerleşke, New York’taki merkezden daha eski bir geçmişe sahip. Birleşmiş Milletler 1945 yılında kurulmuş olsa da, öncesinde “Milletler Ligi” adıyla, birinci ve ikinci dünya savaşları arasında görev yapan uluslararası bir kuruluş daha vardı. Bu kuruluşun merkezi, dünyaya kendini her zaman “tarafsız” olarak yutturmayı başarmış İsviçre’nin Cenevre şehrinde, “Milletler Sarayı” olarak bilinen büyük komplekste bulunuyordu. İşte bu Milletler Sarayı binası, günümüzde de Birleşmiş Milletlerin ikinci önemli merkezi olarak hizmet vermeye devam ediyor. Milletler Sarayı’nın bulunduğu bölge, Cenevre’nin en güzel noktalarından biri; Leman Gölü kıyısından yukarıda, gölü ve Fransız Alplerini tepeden seyreden, çayır çimene yay

Bugün Sinemalardan Orta Avrupa

Resim
Blogumuzda konudan konuya atlarken bir mola da sinema aleminde verelim… Holivut dünyası üzerine yazan, çizen, konuşan oldukça gani olduğundan değişik coğrafyalara açılıp farklı birkaç eser inceleyelim istedim. Orta Avrupa’nın bereketli topraklarından, yaratıcı zekalarından çıkmış üç filmi önereyim size; filmlerin birbiriyle herhangi bir bağlantısı yok, herhangi bir sosyal/politik mesaj falan çıkarmaya kalkmadan keyifle seyredin. Doğudan batıya giderek, bir Romen, bir Macar bir de Çekoslovak filmini yansıtalım beyaz perdeye: Aferim, (Romanya), Radu Jude, IMDB puanı: 7,9 Romanya’nın Oskarlar için aday filmi olup da seçilemeyen, Berlin Film Festivalinde en iyi yönetmen ödülünü alan cillop gibi bir eser! Filmimizin adı olan Aferim bildiğimiz anlamıyla kullanılmış; bravo, eline sağlık, tebrikler, gözüme girdin, iyi halt ettin gibi... Bir Romen filminde ne işi olur “aferim”in, biraz açalım: “Aferim”in bu filmdeki anlamı, kendini üstlerine, muktedire beğendirmek, onların onayını almak, mükafa