Kayıtlar

Japon Yapmış etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Sirk Edebiyat

Resim
Kitap yazmanın maddi bir kazanç sağlamadığını çeşitli vesilelerle dile getirmiştim; olur da birisi "ulan kitap yazmış satıyorsun, bi yemek ısmarlamadın" derse diye. Şimdi kimseye anlatamazsın ki, eğer ülkenin en tanınan 10-15 yazarından biri değilsen, kitap yazmanın getirisi değil götürüsü olacağını... İnanmazlar. Başıma gelmemiş olsa ben de inanmazdım belki... Maddi kazanca bağlı maddi isteklerin önünü kestikten sonra, manevi kazançlara gelebiliriz.  Kitap yazmanın (benim için) en keyifli taraflarından biri, 3-5 kişi de olsa, okurlarınızla iletişime geçme, kitabınız olmasa karşılaşma şansı bulamayacağınız insanlarla tanışma şansıdır. İşte, tanınmamış, zavallı bir yazar olmanın bir diğer güzel tarafı da burada yatar; kitap fuarlarında önünüzde birikmiş uzun kuyruklarda bekleyen okurlarınıza, belki de yorgunluk ve bıkkınlıkla imza vermek yerine, standınıza tek tük uğrayan nadide ve kıymetli okurlarınızla uzun uzun sohbet etmek ve onları tanımak şansına erişirsiniz. Benzer şeki

Çukurova Kitap Fuarı

Resim
Adana’da “Satır Arası”nın Çift Anlamı!  8. Çukurova Kitap Fuarı 13-18 Ocak 2015 tarihleri arasında Adana TÜYAP Fuar Merkezi’nde düzenlendi ve bu yıl Onur Konuğu olarak Çınar Yayınları’nın standında yerimi aldım. Nasılsa ismimden dolayı onur konukluğunu garantilemiş durumdayım, kimselere kaptırmıyorum... İmza ve söyleşi günüm 18 Ocak Pazar olduğu için 17 Ocak gecesinden Adana’ya intikal ediyorum. Uçaktan iner inmez sevgili yayıncım, Çınar Yayınları’nın sahibi Aydın Ilgaz ağabey beni Adana Büyükşehir Belediyesinin yayıncılar ve yazarlar onuruna verdiği yemeğe çağırıyor. Kendimi “yazar”dan saymaya cüret edemesem de, yazarlarla beraber Adana’da Adana yemenin keyfini kaçırmamak için hemen olay yerine intikal ediyorum. Yemekte kimler yok ki... Belediye Başkanı ile birlikte, 50. sanat yılını kutladığı bir etkinlikten gelen Ataol Behramoğlu, ertesi gün fuarda söyleşilere katılacak olan İhsan Eliaçık ve Nasuh Mahruki, Yılmaz Güney’in kardeşi, Orhan Kemal’in oğlu derken “ben ne sıfatla buradayım

Yüksek Teknoloji Suşi Trenleri

Resim
Japon Yapmış, Hatta Biraz da Ölçüyü Kaçırmış... Japonya denilince gözünüzün önünde akıllara ziyan yüksek teknoloji uygulamaları mı beliriyor, yoksa güzelim suşilerin kol gezdiği geleneksel lokantalar mı? Merak etmeyin, her şeyin tıkır tıkır işlediği gelişmiş bir ülkede yaşamaktan canı sıkılan, ve can sıkıntısından kendilerini fantastik icatlara vuran Japon kardeşlerimiz sayesinde iki deneyimi bir arada yaşayabileceksiniz. Şimdi bir parantez açıp Japonya’da suşi yemek isteyenlerin yaşadığı genel problemden bahsedeyim. Geleneksel bir suşi lokantasında dil bilmemekten ve suşi çeşitlerini tanımamaktan kaynaklanan sıkıntı yabancıların en önemli sorunudur. Gaijin milleti (yani, Japonların gözünde gavurlar) onlarca çeşit suşi arasından ağız tatlarına uygun olabilecekleri bilemez, bilse de sipariş edemezler. İşte, bu zavallı gaijin ler için en pratik çözüm, bir kaiten sushi (konveyör bant suşici) restoranına gitmektir. Kaiten sushi , özellikle gavurlar rahat suşi yiyebilsin diye icat edilmiş

Oh My God...zilla!

Resim
Geçenlerde televizyonda 2014 mahsulü Godzilla'nın tanıtım fragmanını görünce, benim caanım orijinal Godzilla'mı hatırladım. Godzilla, 1954 yılında Japon Toho stüdyoları tarafından çekilen "korkunç canavar" temalı bir gerilim filmi. Kimine göre, Japon kültürünün King Kong'a cevabı (ki, 9 yıl sonra Godzilla King Kong'a karşı filmi de çekilmiş), kimilerine göre özgün bir Japon hikayesi. İlerleyen yıllarda Godzilla'nın bir çok versiyonu çekilmiş olsa da, benim gönlüm ilk filme kaymaktadır. Godzilla'nın başrolünde, 50 metre boyunda, denizin derinliklerinde yaşayan jurasik bir yaratık bulunmaktadır. Yaratık bir gün uyanır ve dünyalılara saldırmaya başlar. Godzilla'yı uyandıran, insanlığın bitmez tükenmez bir hırsla sürdürdüğü nükleer denemelerdir. Dikkatinizi çekerim, yıl 1954, Japonya atom bombasını yiyeli 9 yıl olmuş. Bombanın travmasından kurtulamadıkları gibi, Pasifik'te nükleer denemeler son hızıyla devam etmektedir. Oricinal Godzilla Japon Mecl

İzmir Kitap Fuarı

Resim
Japon Yapmış Biraderler, İstanbul ve Ankara Kitap Fuarlarının tozunu attıktan sonra, sıra İzmir’de fırtına gibi esmeye gelmişti. Hava tahminlerine göre İzmir’de o gün büyük bir fırtına zaten bekleniyordu, biz de araya karışıp rüzgarı arkamıza alalım istedik. İzmir’e ancak günü birlik gidip gelebileceğim için her dakikam kıymetliydi, ama gel de AnadoluJet’e anlat! Bir “uçak arızası” yüzünden iki saate yakın rötar yaptıktan sonra, tamir edilmiş uçağın gerçekten tamir edildiğini umarak havalandık. Uçakta “Malezya Havayolları Sendromu” yaşamamak için kendimi dergiye gömdüm ve sonunda salimen İzmir’in yeni hizmete girmiş, gıcır gıcır havaalanına indik. İzmir’de havaalanından şehre ulaşmak için bol seçenek mevcut; alandan çıkar çıkmaz binebileceğiniz banliyo treni sizi Alsancak istasyonuna kadar götürüyor. İstasyondan sonra fuarın yapıldığı Kültürpark Fuar Alanına kadar tempolu bir yürüyüş makul görünüyor; hazır beklenen fırtına da uçağımız gibi rötar yapmışken... Yol üzerinde, Atatürk’ün ül