Boynuzlu desem, Büssing desem?
Bir süredir kamuoyunda “elektrikli otomobil” tartışılıp duruyor, depoyu nasıl dolduracağı geyik konusu oluyor ya; bundan 30 yıl öncesine kadar elektrikli otobüslere (troleybüs) bindiğimizi kaç kişi hatırlıyor acaba? Fişini takınca Atatürk Bulvarında yolda kayar gibi, sessizce ilerleyen troleybüsleri özlediğimi itiraf etsem, torununa eski bayramları anlatan dede durumuna düşer miyim? 1980’lerin başlarında, ortaokula yeni başlamış bir velet olarak EGO vasıtasıyla Etlik yolundaki Atatürk Anadolu Lisesine giderken troleybüse binerdik ara sıra. Kızılay'dan 5 ve 63 numaralı Etlik-Yücetepe ve Etlik-Anıttepe otobüsleri tam okulun önünde dururdu; ama 10 numaralı Farabi-Yıldırım Beyazıt hattı Ankara'da kalan son troleybüs hattıydı ve “boynuzlu”larla seyahat etme keyfini yaşamak için Yıldırım Beyazıt Meydanından okula yürümeyi göze alırdık. Veya ders çıkışı okulun önünden otobüse binmez, Y. Beyazıt meydanına kadar yürüyüp troleybüs beklerdik. Halk arasında “boynuzlu”